2030’lu yıllarda insanların koloni halinde yaşamak için Mars’ a gelerek yaşadığı maceraları anlatıyor. Mars’ ta yaşayan marslıların yaşam biçimlerimleri çok farklı olmasa da kurdukları medeniyet bize göre çok farklı ve tüm iletişim düşünce gücüyle şeffaf ve barış içerisinde. Ne yazık ki, insanlar bol kaynaklara sahip dünyanın tüm kaynaklarını kullanıp, üstüne bir de atom savaşlarıyla tükettiklerini, kendileri haricinde hiçbir canlının yaşamına nasıl izin vermediklerini anlatıyor. Bencilliğimizi, empati yoksunluğumuzu, düşüncesizliğimizi, içsel korkularımızla, tüm zaaflarımızı yüzümüze vuruyor kitap.
Her bölümünde; akan bir zaman dilimi içerisinde ana konuya bağlı, bir yandan da farklı hikayeler, farklı insanlar ve onların kendi dünyalarını Mars’ta çok güzel kaleme almış bay Bradbury. Genel olarak sürükleyici ve bazı cümlelerin üzerine sizi uzun uzun düşündüren bir kitap. Yıllar önce de kafamıza takılan korku ve şüpheler aynıymış ve gezegen değişse de aynı olacak mesajını çok güzel işliyor. Evimin balkonunda; Mars’taki bir gecedeymiş gibi okutuyor size hikayeyi. Kesinlikle okumanızı tavsiye edeceğim keyifli bir distopya.