“Ruth gerçek aşk ateşini bilmiyordu. Aşk bilgisi salt teoriye dayalıydı ve bunu kafasında çiy düşmesi ya da durgun suyun hafifçe dalgalanması kadar yumuşak, yaz gecelerinin kadife karanlığı gibi sakin, dokunup geçen bir alev olarak canlandırıyordu. Kafasındaki aşk düşüncesi daha ziyade uysal bir yakınlıkla ifade buluyor ve çiçek kokulu, loş bir uhrevi dinginliğin hâkim olduğu bir atmosferde sevgiliye nazikçe sunuluyordu.“
“She did not know the actual fire of love. Her knowledge of love was purely theoretical, and she conceived of it as lambent flame, gentle as the fall of dew or the ripple of quiet water, and cool as the velvet–dark of summer nights. Her idea of love was more that of placid affection, serving the loved one softly in an atmosphere, flower–scented and dim–lighted, of ethereal calm.”
“Karşısında yaşamaya değer bir şey vardı işte; kazanmak için savaşmaya, mücadele etmeye ve evet uğruna ölmeye. Kitaplar haklıydı. Dünyada böyle kadınlar da vardı.”