Son zamanlarda okuduğum aksiyonu en bol Martin Mystere macerası olduğunu ifade etmeliyim.
Olaylar 1800lü yıllardaki Fransa Rusya savaşıyla başlıyor. Napolyon'un başında bulunduğu Fransız ordusu, Rusya topraklarındaki büyük ilerlemesine rağmen, gerilla savaşı taktikleriyle savaşan Rus ve Kazak birlikleriyle baş edemez hale gelince, kışın da çökmesiyle geri geçilmek zorunda kalıyor. Bu sırada gizemli bir silah da geri çekilen orduyla birlikte Paris'e getiriliyor ancak kısa bir süre sonra ortadan kayboluyor. Sonra hikaye günümüze geliyor.
Napolyon üzerine bir program çekimi için Paris'e bulunan Martin Mystere, Louvre Müzesi'nin Restorasyon Bölümü'nde çalışan arkadaşı Profesör Belmas'ın daveti üzerine onunla müzede buluşuyor ve 200 yıl önce kaybolan bu gizemli silahın tesadüfen bulunduğunu öğreniyoruz.
Hikayenin buradan sonrası hızlı bir kovalamaca gibi düşünülebilir. Çok uzun yıllardır gizli bir şekilde faaliyet gösteren biri Rusya'da yerleşik, diğeri Fransa'da yerleşik 2 gizemli tarikat bu silahın peşine düşerler.. Amaçları, binlerce yıl önce Gobi Çölü'nde yaşadığını düşündükleri çok gelişkin bir uzaylı medeniyetin sırlarının bu silah sayesinde bulunabileceğini sanmalarıdır.
Yukarıda da ifade ettiğim gibi, son yıllarda karşılaştığım en hareketli Martin Mystere macerası olduğunu söyleyebilirim. Keyifli bir okumaydı benim için. Özellikle Fransa Rusya savaşı ve Napolyon üzerine benim de merakımı kamçılayıp biraz araştırma yapmaya yöneltmesi iyi oldu.
