‘Benim vatanım çocukluğumdu ve ben büyüdükçe uzaklaştım ondan, uzaklaştıkça da o büyüdü içimde.’
.
Brani uyuyamıyor. Uykusuna mâni olan toprağına özlem mi, dostlarının başına gelenler mi, siyah beyaz bir fotoğrafın kirpiğine düşürdüğü gölgesi mi bilmiyoruz. Sonra bir kadın çıkıyor karşısına (veya bir kadının karşısına Brani çıkıyor demeli).
Kadının adı Feruzeh, kadının elleri şiir dolu.
Bilirsiniz şiir uykusuz bırakır insanı ama uykunun da güzeli şiirle olur.
Brani’nin Feruzeh’le karşılaşması da bundan sebep güzel.
Onca günaha, suça rağmen güzel.
.
İstanbul İstanbul’u okuduktan sonra Burhan Sönmez’in tüm eserlerini edinmeli demiştim kendime. Sonra elime ilk gelen kitabı Masumlar oldu. Yine bölüm bölüm ayrılan, her bölümün odaklanılan karakterinin farklı olduğu bir kitaptı bu.
Bir masal gibi, severek okudum, içinde iliğe kemiğe işleyen bolca acıyı da. Sönmez, hasreti öyle hissettiriyor ki gitmediğiniz topraktan bir elma ağacını gözünüzde canlandırabiliyorsunuz.
.
Sıradaki Burhan Sönmez eserine henüz karar vermesem de arayı çok açmayacağım kesin ~
.
Suat Aysu kapak tasarımıyla ~