Me-ti
Bertolt BrechtSözler ve Alıntılar
perspektifin önemi
Marx şöyle dedi: Eğer ipek böceği salt yaşamını bir böcek olarak geçirmek amacıyla koza örseydi, o zaman gerçek bir köle olurdu.
Tanrıların varlığına ben de senin kadar az inanıyorum. Fakat evrende etkin olan bir tinsel güç neden düşünülmesin? Anatole France, derhal şu karşılığı verdi biraz da alaycı bir ifadeyle: Pin-çau kentinde, tilki sokağındaki dördüncü evde neden Lu adında bir adam oturmasın? Ben saçma bir yan görmüyorum böyle bir varsayımda.
Taşı havaya fırlattığında
Yere düşmek istediğini söylerse inanabilirsin.
Suya girdiğinde
Islanacağını söylerse su
İnanabilirsin.
Kız arkadaşın gelmek istediğini söylerse Ona inanma.
Çünkü söz veren
Bir doğa gücü değildir.
Mi-en leh = Lenin
Mi en leh şöyle dedi: kimin efendi, kimin köle olduğunu öğrenebilmek için bir ilişkiden kimin daha fazla yarar sağladığını anlamak gerekir.
Sayfa 28 - Mi-en leh = Lenin
İstediğince yalın görünsün göze
Kuşkuyla bakın
En küçük olaya bile!
Sınayın gerekli olup olmadığını,
Hele <<alışılagelmiş>> türden ise!
Açıkça istiyoruz şunu sizden:
Sakın doğal bulmayın hep alisilageleni!
Çünkü artık hiçbir şeye doğal denmemeli;
Şu kanlı kargaşanın, şu düzenli geçinen düzensizliğin,
Serserice başına buyrukluğun,
Ve insanla ilintisini yitirmiş insanlığın
Egemen olduğu dönemlerde kimse demesin:
Doğaldır bu olup bitenler; böyle denmesi
n ki,
Her şeyin değişebileceğine inanılsın.
Sayfa 5 - Günebakan Yayınları
KAFA İŞÇİLERİNİN DÜŞMANLIĞI
Kafa işçileri neden köklü değişimlerden yana değildir? Diye sordu Lenin. ME-Tİ şöyle dedi: Çünkü onlar köklü değişimleri kafalarının bakış açısından değil, midelerinin bakış açısından görüyorlar. Onlardan erzak depolarımizi ve bilgi hazinemizi doldurmalarını istediğimiz takdirde, başlıca uğraşları olan midelerini doldurmaktan geri kalabileceklerinden korkuyorlar. Birinin zorunlu olarak ötekini önlediğini düşünüyorlar. Yokluğa yol açan sistem içerisinde yaşıyorlar, kendileri yokluk yaratıp, bir yandanda ondan korkuyorlar. İyi yasayabilenlerin sayılarının az oldugunu görüyorlar, ama bu iyi yaşam biçiminin ancak şimdiki kötü sistem içerisinde, çoğunluğun kötü yaşamasından ileri gelebildigini bilmiyorlar. Bu sisteme doğal ve kaçınılmaz bir sistem gözüyle bakıyorlar. Şöyle diyorlar: Çiçek açmanın başka türlüsü düşünülebilir mi? Çiçek açma ardından yemişin, çiçek açma kadar doğal olan başka bir olgunun geldiğini ise unutuyorlar.
Baronlar korumaları altında olanları döverler, köylüler de kendilerine acı çektirenleri sabırsızlıkla beklerlerdi.