Meçhul Bir Kadından Mektup ~ Stefan Zweig
Sana her şeyi anlatmalıyım, ilk defa olarak her şeyi benden öğrenmelisin. Sen benim hayatımdan habersizsin ama bil ki sen, benim hayatımın ta kendisisin, senden başka hiçbir şey yok o hayatın içinde. Ve sen bundan bihabersin...
Henüz yüzünü görmemiş olmama rağmen bütün gece seni düşündüm. Benim eski bir kitaplıkta duran sadece bir düzine kadar ucuz kitabım vardı. Yine de onları dünyadaki her şeyden daha çok seviyor ve defalarca okumaktan asla bıkmıyordum. Ve şimdi onca kitabı olan, onların hepsini
okumuş, pek çok yabancı dil bilen, zengin ve yüksek eğitimli adamın nasıl biri olabileceğini düşünüyordum.
Neden bütün bunları tekrarlayıp duruyordum? Neden zavallı bir çocuğun içine düştüğü trajik umutsuzluğu hâlâ taze tutuyordum? Bunları neden senin gibi, benim sana olan hayranlığım ve içine düştüğüm kederle zerre kadar ilgilenmemiş birine söylüyordum? Belki de ben hâlâ bir çocuktum...
Belki de, belki de bu mektup eline geçtiğinde beni arayacaksın ve ilk defa olarak ben sana sadık kalmamış olacağım çünkü insan ölümün kollarında yatarken hiç ses duymaz.
Çocukluğuna ait bir aşk hatırası ile bütün ömrünü çaresizce beklemek ve umut etmekle geçiren bir kadının mektubu #meçhulbirkadındanmektup eseri.
"Karşılıksız bir aşk uğruna, bir ömür tüketilir mi?"
Zülfü Livaneli'nin önsözüyle başlayan #stefanzweig 'in bu kitabını yoksa siz hâlâ #livanelikitapligi 'nda okumadınız mı? Ben okurken altını çizdiğim cümleleri sizlerle paylaştım. Şimdiden okuyacak olanlara keyifli okumalar diliyorum.