"Suç sende değil,sen de bir kabahat yok ki,içindeki canavarda"
.
.
bu "içimizdeki canavar "nemene bir şeydir, içimize nasıl girmiştir, yoksa dış mihrakların içimizdeki bir kışkırtması mıdır?
Bin Bir Gece Masalları'nın bir yerinde, sayfaları zehirli bir kitap vardır, birbirine yapışmış sayfalarını açmak için parmağınızı dudaklarınıza götürüp ıslattıkça yavaş yavaş zehirlenir ve merakla okuduğunuz kitabı bitiremeden ölür gidersiniz.
Benim için edebiyatın zehiri budur: Kendi hayatınızın sayfalarını, bir sanat eseri gibi çevirmek arzusu uyandırması. Oysa yaşadığımız çağ, toplum, koşullar, yani kitap okumayan edebiyat sevmeyen normal insanların, "gerçek hayat” dedikleri de intikamını sizden böyle alır.
Gene de, ne hayattan, ne sanattan vazygeçmeksizin, okumalarla yaşamalar arasında gidip gelirken, parmağınız dudaklarınızda kalmış bir ölüm dilerim size.
Edebiyat buna değer!
.. .O toplum ki, dilini ve anlamını bilmediği sözlerle yüz yıllardır dua ediyor. Allah'a yakarıyor. Bütün oluşumuz bölünme üzerine aslında,. Her bölünmüş parça, kendi içindeki tutarlılığı hayatın bütünü ve doğrusu sanıyor.
Sayfa 74 - Özgür Ülke gazetesinin 5 Kasım 1994 sayısındanKitabı okudu
Ağır bir olmak derdi var Türkiye'nin Ne doğulu oluyor, ne batılı. Daha doğrusu batılı olması gereken yerde doğulu, doğulu olması gereken yerdeyse batılı olmaya çalışıyor ve nasıl başarıyorsa, bu yanlışı her seferinde hiç sektirmeden yapıyor.
Sayfa 74 - Özgür Ülke gazetesinin 5 Kasım 1994 sayısındanKitabı okudu
Olmanın terimleri ve tanımları da değişti. Türkler olunca Milliyetçi, Kürtler olunca Irkçı olunuyor. Neye göre? Ne önemi var, "Irkçı" kötü bir söz, iyi bir küfürdür. Tanım değeri vardır. İşinizi görür.
Sayfa 74 - Özgür Ülke gazetesinin 5 Kasım 1994 sayısındanKitabı okudu
Olmanın, olduğunu savunmanın, kendini oldurmanın, ya da kimliğini yaşamanın, sistemin bir anlamdaki bütün demokratik görüntüsüne karşın, giderek nasıl imkansızlaştığı üzerine çoğalan örneklerle dolu içinde yaşadığımız günler...
Sayfa 74 - Özgür Ülke gazetesinin 5 Kasım 1994 tarihli sayısındanKitabı okudu
Bizde her zaman yeni sözcüklerin, kavramların içeriği değil, telaffuzu öğrenilir, sonrasındaysa işimize geldiği gibi ve canımızın çektiğine karşı küfür ya da "kırmızı kart" niyetine kullanılır.