“Çağ değişir çocuk! Her zaman değişir… Gelen çağın sesine kulak vermez, giden çağın övüncüyle yetinirsen güçsüz kalırsın. Ve şunu asla unutma! Her çağın değişmez bir gerçeği vardır. Güçsüz, güçlüye boyun eğer!”
"Çağ değişir çocuk! Her zaman değişir... Gelen çağın sesine kulak vermez, giden çağın övüncüyle yetinirsen güçsüz kalırsın. Ve şunu asla unutma! Her çağın değişmez bir gerçeği vardır: Güçsüz, güçlüye boyun eğer!"
Tanrıkut Mete Han'ın hatırası, kendinden binlerce yıl sonra bile insanlığın hafızasında var olmaya devam etti. Savaş sanatının büyük dehası geride torunlarına büyük bir gurur, düşmanlarına ise bir Türk'ün kudretli hatırasını bıraktı.
"Güçsüz güçlüye biat etti. Öyle ya! Doğanın kanunu buydu, bozkırın kanunu buydu. Ya güçlü olurdun ya da güçlünün yanında olurdun. Bozkırda var olabilmenin başka yolu yoktu."
İnsanoğlu en nihayetinde yapabileceklerinin hayali ile yaşayan, yapabildiklerinin hazzı ile avunan ve yapamadıklarının pişmanlığı ile göçüp giden bir varlık değil miydi?
"Her fırtına elbet bir gün diner, her sel toprağa çekilir. Her insan yaşar ve ölür. İki nefes arasında var olmak insanoğlunun değişmez yazgısı değil midir? Kimi sessizce gelir geçer, kimi ardında derin bir iz bırakıp gider. Peki ya yaptıklarıyla insanlığın hafızasına mıh gibi çakılanlar!
Onlar gitse de unutulmazlar!"