Sonsuzlukla arasında yalnız bu tahta yığını vardı. Hayatının geriye kalan kısmı bir avuç çalı çırpıya bağlıydı. Ateşe attığı her dal parçası ölümü bir adım daha yaklaştıracak, sonuncuyu da tükettiğinde ayaz, tüm gücüyle saldıracaktı. Önce ayakları teslim olacaktı, sonra da elleri... Uzuvlarından başlayarak yavaş yavaş tüm vücudu uyuşacak, kafası dizlerine düşecek ve nihai uykusuna dalacaktı. Bu kadar basitti; tüm insanlar bir gün ölecekti.