Periler yakıldı, cadılara şerbet döküldü, ikinci el midilliler akbil yerine geçti ve atlı makarnalar yendi; süvari dedem hiç gelmedi. Bir cücenin, dev olduğunu düşlediği bir günlük tutmak gibiydi. Nihayetinde acılar da ütülenip vitrine asıldı. Bence şıkır şıkır, parlak, birazcık da pahalı. Sevdiğim şeyler çok belli ama terk etmeyeceğim belirsiz. Şeytanın da melek olduğunu andığım, amin şatosuna gittiğim, Paris'te kısa boylu bir zürafayla ingilizce konuştuğum yalancı bir günlük.