Milliyet Arkeoloji Dergisi, yeni sayısında Türkiye topraklarında var olan toplumların izlerinin peşinden gitmeye devam ediyor. 11. sayının ilk durağı Şanlıurfa’da konumlanan Taş Tepeler oluyor. Bölgede bulunan Neolitik toplumlara has T biçimli dikili taşlar üstünde yer alan motifler, toplumların hafızasındaki ortak imgelerin dışavurumunu simgeliyor. Bu görkemli yapıların diğer bir ilginç özelliği ise işlevleri bittikten sonra tıpkı insanlar gibi bir toplumun yaşanmışlıklarıyla birlikte toprağın altına gömülmeleri.
Milliyet Arkeoloji Dergisi; günümüzde şehirlerin her köşesinde rastlanılan sevimli canlılar kedilerin tarih içindeki farklı anlamları, araştırmacıların ve seyyahların uğrak noktası Gelibolu Yarımadası ve İktisadi Bağımsızlık Müzesi ziyaretini de arkeoloji tutkunları ile buluşturuyor. Orta Anadolu’nun en eski köyü olarak bilinen Aşıklı Höyük Köyü’nü tarihsel mirasından etkilenmiş on üç yerli ve yabancı sanatçının eserlerinin yer aldığı ‘’Kazı İzleri/Lines of Site’’ sergisi derginin durak noktalarından biri oluyor. Mitolojide Çoban Endymion ile ay tanrıçası Selene aşkının yaşandığı yer olan Heraklia Antik Kenti hakkında da hem tarihi hem güncel bilgiler derginin bu sayısında bulunuyor. Tarihe uzanan bir diğer konu ise antik sofralar oluyor. Antik Çağ yemek kültürüne dair pek çok bilinen içeriğe özel bir inceleme yazısı okuyucularla buluşuyor.
1914 doğumlu öğretmen ve Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ ile gerçekleşen röportajda 107 yılını öğrenme aşkıyla geçirdiğini anlatan arkeolog, ‘’Hala öğrenmeye açığım’’ diyor. İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde çalıştığı otuz bir yıl boyunca on binlerce tabletin sınıflandırılıp numaralandırmasında ve yetmiş dört bin tabletten oluşan bir arşivin oluşmasında büyük bir katkısı bulunan Muazzez İlmiye Çığ ile keyifli bir sohbet Milliyet Arkeoloji Dergisi okurlarını bekliyor.
