Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Miloş'tan Milan'a Sırp Bağımsızlığı

Ayşe Özkan

Miloş'tan Milan'a Sırp Bağımsızlığı Gönderileri

Miloş'tan Milan'a Sırp Bağımsızlığı kitaplarını, Miloş'tan Milan'a Sırp Bağımsızlığı sözleri ve alıntılarını, Miloş'tan Milan'a Sırp Bağımsızlığı yazarlarını, Miloş'tan Milan'a Sırp Bağımsızlığı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Stefan Duşan'ın ölümünden sonra Balkanlarda hâkimiyet kurmaya çalışan Venedik ve Macaristan devletleri, siyasi hâkimiyet yanında Katolikliği de getiriyordu. Balkanlarda Osmanlı hâkimiyeti buraların Katolikleşmesini engelledi. Sokullu Mehmet Paşa'nın ise Peç (İpek)'deki Sırp Ortodoks Kilisesi'ni yeniden canlandırmasıyla, Sırplar Rum Patrikhanesi'nin nüfuzundan çıktılar, Helen kültürünün etkisinden kurtulup, milli kimliklerini yaşatabildiler.
Sayfa 8 - IQ Kültür Sanat YayıncılıkKitabı yarım bıraktı
Osmanlıların Sırbistan'daki hâkimiyetleri sayesinde, bu bölgeler dini ve milli kimliklerini korudular. Bu dini ve milli kimliklerini korumaları, hatta geliştirmeleri ise 400 yıl uygulamada kalan millet sistemi altında gerçekleşti. Millet sisteminin kökleri, İslam hukukundaki "zımmî" kavramında yatar. İslam hukukuna göre, İslam ülkesindeki gayrımüslimler zımmi statüsünde olurlar ve can ve malları korunur, din değiştirmeye zorlanamazlar, yaşadıkları yerlerdeki mevcut ibadethanelerine Müslümanlar el sürmezdi. Bu korumaya karşılık da cizye ve haraç verirler, kamu düzenini bozucu davranışlarda bulunamazlardı. Böylelikle Osmanlı egemenliği altındaki zımmiler mezhep ya da dinlerine göre sınıflandırılmış ve bu gruplara "millet" adı verilmiştir.
Sayfa 7 - IQ Kültür Sanat YayıncılıkKitabı yarım bıraktı
Reklam
Semendire alınınca, Sırbistan'da Semendire Sancak Beyliği kuruldu ve bu yeni sancağın başına Mihailoğlu Ali Bey getirildi. 1497 yılında Semendire Sancağı; Semendire, Niş, Yagodina, Perakin, Uziçe ve Çaçak olarak altı kazadan oluşuyordu.
Sayfa 6 - IQ Kültür Sanat YayıncılıkKitabı yarım bıraktı
Fatih, İstanbul'un fethinden önce Sırbistan üzerine yürümemiş ve bunu fetih sonrasına bırakmıştı. 1454 senesi ilkbaharında Sırbistan üzerine yürüdü ve bu ilk Sırbistan seferinde Sivricehisar'ı aldı. Ancak, Macarlar Osmanlı kuvvetlerinin geri çekilmesiyle burayı geri aldılar. Bunun üzerine Fatih 1455 yazında ikinci kez Sırbistan'a sefere çıktı ve Trepeça ve Novobrdo kalelerini zapt etti. Sırp despotu bunun üzerine yılda 3 milyon akçe ödemeyi, seferlere belli bir miktar asker göndermeyi kabul etti. Ancak Sırbistan'ın hakimiyet altında tutulması Belgrad'ın Macarlar'dan alınmasına bağlıydı. Fatih bu hedefini gerçekleştirmek için 1456 baharında üçüncü kez Sırbistan seferine çıktı. Haziranda Belgrad kuşatıldıysa da, Hünyadi'nin 60.000 kişilik bir orduyla Belgrad'a gelişi sonucunda, şehir fethedilemedi.
Sayfa 5 - IQ Kültür Sanat YayıncılıkKitabı yarım bıraktı
Ancak Lazar, bir Osmanlı akıncı birliğini Ploşnik yakınlarında bozguna uğratmış ve bu onu cesaretlendirmişti. Bundan sonra Lazar, Bosna Kralı Tvrtko ve Bulgar Kralı Şişman'la Osmanlılara karşı ittifak yaptı. I. Murad da buna karşı askeri hazırlıklara başladı. Lazar ve I. Murat bu karşılaşmada öldü. Lazar'ın halefi Stefan Lazaroviç, Türk egemenliğini tanıdı. Bu zafer sonucunda Tuna nehrinin güneyinde Osmanlıların karşısında durabilecek Macarların dışında hiçbir kuvvet kalmamış oldu ve Kuzey Sırbistan yolu açıldı.
Sayfa 4 - IQ Kültür Sanat YayıncılıkKitabı yarım bıraktı
1459'da Macarlar Bosna prensi Stefan Tomaşeviç'i Lazar'ın kızı Helena ile evlendirip, onu Sırp despotu ilan ettiler. Bunun üzerine Fatih, Sırbistan'a girdi ve 20 Haziran 1459'da Semendire'yi aldı ve böylelikle Sırp devleti son buldu.
Sayfa 5 - IQ Kültür Sanat YayıncılıkKitabı yarım bıraktı
Reklam
Duşan'ın ölümünden sonra tahta çıkan oğlu Stefan Uroş kontrolü sağlayamamıştır. Teselya, amcası Simeon'un; Kuzey Sırbistan Lazar Hrebelyanoviç'in; Epir bölgesi de Sırp ve Arnavut kökenli soylu ailelerin eline geçmiş, Makedonya ise farklı jupanların yönetimine girmişti. Bu jupanların en önemlisi Vukaşin Mrnyavçeviç idi.
Sırp devletinin en parlak zamanı tarihte "Silni (Kuvvetli)" lakabıyla anılan Stefan Duşan (1331-1355) zamanıdır. Duşan, Sırbistan'ın sınırlarını Tuna'dan Korintos Körfezi'ne; Adriyatik'ten Ege'ye kadar genişletti. O, devletine Bizans'tan esinlenerek "Imparatorluk" adını verdi ve Sırp piskoposluğunu patrikliğe yükseltti. 1349-1354 yılları arasında ülkesini çıkarttığı kanunnamelere göre yönetti. İstanbul'u almak ve Bizans'ın yerine tek bir imparatorluk kurmak yegâne hedefi olan Duşan bu emelini gerçekleştiremedi, 80.000 kişilik ordu ile İstanbul üzerine yürürken, hareketin ikinci günü öldü. (20 Aralık 1355)