Doğduğu topraklara saygısızlık edemezdi insan. Biyolojik bir bağ vardı aramızdı. Aslında bu bağdan ziyade daha girift bir bağ vardı ama henüz onu göremiyordum. Hissediyordum yalnızca. Hissediyorduk. Çoğu şeyi söylemek gerekmeden algıladığımız gibi.
Çocuklar top yapar oynarlardı. Ellerimiz çamurlu, azar işitirdik annelerimizden. Bacaklarına sarılırdık. Ondan yine ona kaçardık. Bir oyun olurdu hayatımız. O zamanlar daha çocuktuk, kimse bizden bir şey beklemezdi.