Biz manevi değerlerimizi tükettik. Allah'tan uzak bırakır diye şupheli şeylerden bile uzak duran bir ümmetin takipçileriydik oysa ki! Sokaklarımız, caddelerimiz ve hatta evlerimiz manevi duygulardan yoksun insanlarla doldu. Biz, asrın vebası olan tüketim hastalığına tutulalı beri ibadetlerimizi tükettik, ibadet anlayışımızı tükettik. Ruhundan uzaklaştırarak kıldığımız(!) namazlarımız,sadece açlığa mahkûm ettiğimiz oruçlarımız, modanın ölçüĺerine terk ettiğimiz tesettürümüzde tükettiklerimiz arasında yerini aldı maalesef! Ve her şeyden öte, sayılı olarak verilen ve tüketilirken israf etmenin hüsranla sonuçlanacağı bildirildiği halde zamanlarımızı tükettik!
Insan bu vahşi çarkın dişlileri arasında tüketirken bizatihi kendisi de tükendi. Tüketim insanı demek bile zor,tüketim köleliği... Ya da kendini ve değerlerini tüketen toplum.
Modernizm...
Hayatımıza yavaş yavaş ve sinsice girmiş olan izmler...
Bu kitap özellikle modernizm ve kapitalizm olmak üzere tüm "izm"lerin hayatımızı nasıl kötüleştirdiğinden bahsediyor. Ama bunu sadece kuru bilgiyle değil,insanların hayatları üzerinden yapıyor. Çagdaş görünmek için Müslümanlığını bir kenara iten hayatlardan veya çaga ayak uydurmak için çagdaşlaştırılmış müslümanların hayatlarından bir kesit okuyoruz kitapta. Yer yer de olayı daha iyi anlatmak için Ahmed Kallan ve Ramazan Kayan gibi hocaların modernizmle ilgili yazılarından alıntılar yapılmış. Insanların hayat hikayeleri yoluyla konuyu anlatmaya çalısmak oldukça etkileyiciydi. Kitapta verilen mesajları dönüp kendimize sormamız gerekli.
Modernizmin kurbanı mıyız? Yoksa bu izmleri redd mi ediyoruz?
Çağdaşlıgı Müslümanlığa mı uyduruyoruz?Yoksa Müslümanlığımızı Kur'an'ı Kerimde anlatıldıgı gibi mi yaşıyoruz?
Herkesin kendini iç muhasebe yapmasına davet ediyorum.