"Bana iyi geliyorsun." dedi. "Aklımı gerekli gereksiz bilgilerle çorba olmuş bir ansiklopedi gibi düşün. O sonsuz denizin içinde boğuluyorum. Ama sonra bir anda ortaya çıkıyorsun, pembe fosforlu kalem gibi. Bir ya da birkaç kelimenin altını çiziyorsun. Belirli bir noktaya odaklanabiliyorum böylece. Son anda bulduğum bir can simidi gibi o fosforlu cümleye sımsıkı sarılıyorum."