Bütün bu işleri bitirdiğinde saat gecenin dördünü güsteriyordu. Birden kapı calındı. Gayet rahat bir şekilde kapıyı açmaya gittim, neden içim rahat olmasın ki? Çekinecek neyim vardı? Kapıda üç kibar polis memuru vardı. Bana komşuların çığlık sesi duyduğunu, bunu için bakmaya geldiklerini söylediler.
Gülümsedim, hem neden surat asacaktım ki? Korkacak hiçbir seyim yoktu. Büyük bir misafirperverlikle onları içeriye buyur ettim. Kötü bir kabus gördüğümü ve çığlığı istemeden benim attığımı söyledim. Yaşlı adam da şehir dışına çıkmıştı. Bütün odaları göstererek her yeri kontrol etmelerine izin verdim. İçleri rahat etmeliydi. Yaşlı adamın özel eşyalarının da yerli yerinde olduğunu gösterdim. Soğukkanlılığım ve kendime olan güvenim öyle boyutlara ulaştı ki biraz dinlenmeleri için ısrar ettim. Kendime de bir sandalye alarak mutlak zaferimin verdiği cesaretle tam kurbanımın organlarının olduğu yere oturdum