"Otomobile kurulmak, evinin içini süslemek, paraları israf etmek bir mutluluk, saadet değil midir?"diyecek olursan ben derim ki, " Saadet, iç huzuru, gönlün selameti Hakk'ın rızasını kazanmaktadır."
Dünya mallarını kazanmak için hırslarımızın sonu ölümle nihayet bulacak. Bu kazanıp geriye bıraktığımız servet, bizim başlıca düşmanımız olup ne kabirde ve ne de âhiret aleminde yakamızı bırakmayacaktır.
Bütün çirkin ve iğrenç hallerin önüne geçmek; İslâmiyet'i iyi bilmek, Kur'ân-ı Kerîm'i iyi bilmek, Peygamber Efendimiz'in hadislerini iyi bilmeye bağlıdır. Bilmekle beraber amel de şarttır. Bilip amel etmeyenin, bilmeyen cahilden farkı yoktur.
Kulun Allah katındaki kıymetinin ölçüsü; Allahu Teâlâ'nın rızası için yaptığı amellere, ibadetler ve zikirlere göredir. Kendisi Allahu Teâlâ' yı ne kadar seviyor, onun zikrine ne kadar devam ediyorsa Allahu Teâlâ da onu o kadar sever. Bu tabii bir şeydir. Sevdiğimiz kadar seviliriz.