Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muasır Avrupa'da Siyasi ve İctimai Fikirler ve Fikri Cereyanlar

Yusuf Akçura

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Bir cemiyette ahalinin cümlesi hukukça eşit olur ve hepsi cemiyetin hâkim ve yöneticisi sayılırsa, o cemiyetin teşekkülüne ve yönetim tarzına "Demokratia=Âmme hâkimiyeti" namı verilir.
Bir toplumsal kadro fertlerinin yalnız hukukça eşitliği, hakikatte eşit olmaları sonucunu vermez. Hukuki eşitlik, özellikle iktisatça, yani maişetçe eşitlikle sağlanabilir.
Reklam
Solidarizm
Hürriyetperver iktisatçılar, 19'uncu asrın en mühim sosyal meselelerinden olan sermâyedarla amele münâsebetlerinin düzene sokulmasında da, hürriyet esasını düstûr edinerek emek ücretinin belirlenmesini işverenle işçinin, yani tarafların rızasına bırakıyorlar ve devletin bu meseleye müdahalesini kat'iyyen reddediyorlardı. Hâlbuki âmmeperverlere göre devlet, sermâyedarla amelenin arasına girmeli, sermâyedarların ameleyi, sermâyedarların ameleyi, fakirliklerinden faydalanarak, güyâ serbest mukavelelerle yalnız açlıktan ölmeyecek kadar düşük bir ücret mukabilinde, uzun müddet işletmesine müsâade etmemeli, fukarâyı zenginlere soydurmamalı ve hele çocukların ve kadınların çalışma şekil ve saatini evvel-be-evvel tanzim etmeli, hasta ve ihtiyarların, yani çalışmaya gücü yetmeyen ve sermayeye sahip olmayan toplum fertlerinin hayat ve geçimlerini teminat altına alacak tedbir araçlarını bulmalı ve bütün bu husûsları kanûnlarla tanzîm ve tahkîm etmelidir: Bu suretle hüriyyet fakat bir tarafa hürriyet-i istismar (=Exploitation), diğer tarafa ölme hüriyyeti tahdit edilmiş olur.
1. baskı - Şubat 2016
Cemiyet adaletsizdir, zira imtiyazlı fertlerine, diğer fertlerinden daha çok manfaatler temin etmiştir.
Sayfa 58 - Jean Jacques RousseauKitabı okudu
Dinleşmiş ideoloji örneği;
Weitling'e göre, yeni insanlık cemiyeti, bir ihtilâlden doğacaktır. Zulüm ve sefâletten sıkıntı ve ızdırabın son derecesine düşen amele, ayaklanarak, mevcut cemiyeti alt üst edecek; ve o sırada, ya'ni ihtilâl ve hercümerc (kargaşa) esnâsında, bir büyük adam zuhûr ederek, tam komünizm kuruluncaya kadar olayları diktatörce idâre edecektir. Weitling, bu büyük adama "Yeni Mesih" namını veriyor. Bu yeni Mesih, birinci Mesih'in (Hz. İsa) tâlimâtını tamâmen yerine getirip tamamlamadan iktidar hâkimiyetini (ya'ni yeni tâbir ile diktatörlüğü) elinden bırakmayacaktır. Weitling de, Fransız hayâlci sosyalistleri gibi, ilkel Hıristiyanlığı, baskı altında kalmış sınıflarının komünizm kurmak gâyesiyle ettikleri bir ayaklanma ve ihtilâl şeklinde anlıyordu; ve kendisi, yeniden öyle bir kıyam ve ihtilâl oluşturmak istiyordu. Bu maksatla iki meşhur kitabını yazmıştır: Günahkâr Fakirin İncili ve Hürriyetle Ahengin Garantisi. Bu iki kitap, okuyanlarında çok derin te'sirler bırakmıştır.
Sayfa 115 - Ötüken Neşriyat
Louis Blanc'ın nazarında iktisâdî fenâlıkların cümlesi, rekâbetten kaynaklanmaktadır: Amelenin sefâleti, ahlâkî düşüşü, cinâyetlerin çoğalması, fuhuşun yaygınlaşması, sanâyideki krizler, milletler arasındaki çekişmeler ve muharebeler, hepsi, hepsi rekâbetin sonuçlarındandır. Rekâbet, insanoğlunun imhâsına dâvetiye çıkaran sakat bir usüldür; hattâ rekâbet, burcluların (ya'ni burjuvazinin) bile fakirleşmesine ve sonunda harap olmasına sebep olacaktır. Bundan dolayı toplumsal yapıyı rekâbete değil, iştirakçilikte (ortakçılık, komünizm) toplanmak, dayanışmak îcap eder.
Sayfa 111 - Ötüken Neşriyat
Reklam
Şiîlik, Araplardan ziyâde İranlıların ruh ve zekâsıyla ortaya çıkmıştır. Şiîlik bir bakıma, İran'ın Arabistan'a karşı îtiraz ve ayaklanması demektir: Tamâmen Arap ve Kureyşî olan tâcir-aristokrat Benî Ümeyye (Emevîler) aleyhine, Arap olmaktan ziyâde Müslüman olan Benî Hâşimî (Abbasîler), âl-i Abâ'yı (Ehl-i Beyt'de denebilir.) tutan ve bu suretle Hâşimî ve Alevî (Ali'ci anlamında) kıyam ve ihtilâllerine en çok katılanlar İranlılardır.
Sayfa 94 - Ötüken Neşriyat
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.