"... Allah'ın bilgisi olmadan ne bir yaprak düşer, ne de yerin karanlıklarında bir tane saklı kalır..." Enam suresi 59. Ayet
Bir Yaprak, bulunduğu dala kendi kendine çıkmadığı gibi, kendi kendine de düşmez.
Yapraklar dökülmeli çünkü...
Koca bir ağacın yaşaması için son derece gereklidir. Çünkü kışın topraktaki su donar suya ulaşmak bitkiler için çok zor bir hale gelir. Zaten iyice azalan su yapraklardaki terleme ile kaybedilecek olursa bitki çok kısa bir zamanda kurur ve ölür. O Sebeple havalar iyice soğumadan ve dondurucu kış mevsimi gelmeden yapraklar dökülmelidir.
Yaprak dökümü başlamadan önce, yapraklardaki bütün besleyici maddeler ağaç tarafından emilir. Böylece dökülen yaprakla birlikte, pek çok besleyici maddenin israf edilmemesi sağlanır. Aslına bakarsanız Şu kainatta hiçbir şey öyle basit ve sıradan değildir, Ne rüzgarın esmesi, ne de yaprağın düşmesi..
Evet , yaşlı yaprağın içinde günden güne artan ve klorofilleri parçalayan etilen gazı yayla yayla yaprağın sapına kadar gelir. Buradaki küçük hücreler gazı alınca şişmeye başlarlar. Şiştikçe sap kısmında bir gerginlik olur ve bir süre sonra 'cırt' diye yaratılır. Hiçbirimiz bu sesi duymaz. Duysaydık ne olurdu acaba? Sonbahar geceleri, yüz binlerce yaprağın cırt cırt cırt diye saplarından yırtılması ve sonrada cart diye kopması yüzünden kimse uyuyamazdı. Hiçbir şey boşuna yaratılmadığı için hiçbir şey israf edilmez.
"Allah'ın bilgisi olmadan ne bir yaprak düşer, ne de yerin karanlıklarında bir tane saklı kalır..." Enam 59. Ayet meali
"Biz, yeryüzünü bir döşek, dağları da (yeri dengede tutan) kazıklar yapmadık mı?"
Allah Kuran'da dağları 'kazık' olarak tarif etmiş. Tam 1400 yıldır Kur'an ayetleri arasında yer alan bu gerçeği, dağların bu özelliğini bilim adamları son 20-30 yıl içinde fark edebildiler.
Yeryüzündeki pek çok hikaye, minicik bir tohumcuğun, toprağın koynunda tatlı tatlı uyuklarken, birden uyandırılmasıyla başlar.
Ama toprağın Bir de kendi hikayesi vardır...
"Bitki örtüsü tamamen kuruyup ölmüş olan toprak, onlara Allah’ın sonsuz ilmi, kudret ve merhametini gösteren ve yeniden dirilişi ispatlayan muhteşem bir delildir. Şöyle