Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muhammed Mustafa 2

Ahmed Hulûsi

Muhammed Mustafa 2 Sözleri ve Alıntıları

Muhammed Mustafa 2 sözleri ve alıntılarını, Muhammed Mustafa 2 kitap alıntılarını, Muhammed Mustafa 2 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İki refik, iki dost, iki arkadaş; o geceyi, ertesi günü, ertesi geceyi ve daha ertesi günü o mağarada baş başa geçirdiler... Bu birlikte geçirilen dakikalar, Hazreti Ebu Bekir için, bütün dünya ve içindekilerden daha kıymetliydi... Kalpten kalbe açılmış olan yolda, kâinatın bütün hızlarından üstün bir hızla, bir şeyler almaktaydı... Bâtın konuştu... Konuştu... Konuştu...
İslâmiyetin doğuşundan bu yana geçen on üç sene zarfında, kırk bin dirhem civarında olan muazzam servetinden, İslâmiyet için yaptığı harcamalar sonucu, bugün elinde sadece beş bin dirhem civarında bir parası kalan Hazreti Ebu Bekr es Sıddîk, Rasûlü Ekrem’e döndü: − Ne buyurursun yâ Rasûlullâh?.. − Bismillâhirrahmânirrahıym... Böyle söyleyerek Rasûlü Ekrem ayağa kalktı ve develere doğru yürüdü... Büyük yolculuğun bütün güçlükleri ufalmış, ufalmış, eriyip kaybolmuştu bu bir tek kelime karşısında...
Reklam
Mağaranın içinde ve onların tam altında bulunan Sıddîk-ı Ekber’in yüreği de, tıpkı bizimki gibi, neredeyse ağzına gelecekti bu sözle... Hafifçe başını uzatıp şöyle bir baktıktan sonra, Rasûlü Ekrem’in kulağına fısıldadı: − Yâ Rasûlullâh, bunlardan birinin gözü kazara aşağıya kaysa bizi görür... − Sus, yâ Eba Bekr!.. İki arkadaş ki, onların üçüncüsü Allâh ola, mahzun olunup endişe edilir mi hiç?.. Hazreti Ebu Bekr es Sıddîk’ın gönlüne bir ferahlık, bir sekinet çöküverdi aniden!.. Cenâb-ı Allâh’ın bir ihsanı bu!.. Kur’ân-ı Kerîm’de de anlatır Cenâb-ı Allâh bu hâli zaten: “GERÇEKTEN ALLÂH O’NA YARDIM ETMİŞTİR, SİZ O’NA YARDIM ETMESENİZ DE! HANİ HAKİKAT BİLGİSİNİ İNKÂR EDENLER O’NU (YURDUNDAN) ÇIKMAK ZORUNDA BIRAKTIKLARINDA; O, İKİNİN İKİNCİSİ (iki kişiden biri) İDİ! HANİ ONLAR (Hz. Rasûlullâh ve Hz. Ebu Bekr) MAĞARADA İDİLER... HANİ ARKADAŞINA: “MAHZUN OLMA, MUHAKKAK Kİ ALLÂH BİZİMLE BERABERDİR (mâiyet sırrına işaret ediyordu)” DİYORDU... ALLÂH, SEKİNETİNİ (güven duygusuyla oluşan sakinlik) O’NUN ÜZERİNE İNZÂL ETMİŞ VE O’NU GÖRMEDİĞİNİZ ORDULARLA DESTEKLEMİŞTİ. HAKİKAT BİLGİSİNİ İNKÂR EDENLERİN SÖZLERİNİ SÜFLA (en aşağı) KILMIŞTI... ALLÂH SÖZÜ, İŞTE ULYADIR (en üstün)! ALLÂH AZİYZ’DİR, HAKİYM’DİR.” (9.Tevbe: 40)
Hz. Rasûlullâh AleyhisSelâm’a hicret emri, İsra’ Sûresi’nin 80. âyetiyle verilmiştir: “De ki: Rabbim, girdiğim yere sıdk hâlinde girdir ve çıktığım yerden sıdk ile çıkart; ledünnünden zafere erdirici bir kudret oluştur bende!”(17.İsra’: 80)
Mekke’den Medine’ye hicret edenlerin büyük çoğunluğu bunu tam bir gizlilik içinde yapmıştı... Bunlardan ancak bir kişi müstesna idi... Hazreti Ömer!.. Hazreti Ömer (r.a.)’ın hicreti şöyle olmuştu: Hazreti Ömer Mekke’den ayrılacağı gün, kılıcını kuşandı, yayını aldı, okluğunu doldurdu ve bundan sonra Haremi Şerif’e gelerek, Kâbe’yi yedi defa tavaf etti... Sonra iki rekât namaz kılıp dua etti... Ve daha sonra da oradaki müşriklere atının üstünden şöyle hitap etti gür sesiyle: − Ardından anasını ağlatmak, karısını dul bırakmak, çocuklarını yetim bırakmak isteyen varsa, onlara ilan ediyorum... İşte ben Medine’ye gidiyorum!.. Varsa söylediklerimin birini olmak isteyen, haydi şu vadinin ardında bana kavuşsun ki, onu cedlerinin yanına göndereyim!.. Ve konuşmasından sonra atını sürdü şehrin dışına... Bir Kureyşli müşrik onu takip edip de mâni olacak cesareti görememişti kendisinde...