Mühürlenmiş Zaman

Andrey Tarkovski

Mühürlenmiş Zaman Posts

You can find Mühürlenmiş Zaman books, Mühürlenmiş Zaman quotes and quotes, Mühürlenmiş Zaman authors, Mühürlenmiş Zaman reviews and reviews on 1000Kitap.
Sözler, sözler, sözler!" Gerçek hayatta bir su gibi akıp gidiyor sözler ve yalnızca pek seyrek olarak, o da çok kısa bir süreliğine, sözle yerin, sözle işin, sözle anlamın birbirlerine tam denk düştüğüne tanık olabiliyoruz.
Yönetmen bir mizansen yaratırken kahramanların ruhsal durumlarından ve buradaki iç dinamiklerden yola çıkmalı ve tüm bunları olayın doğrudan gözlemlenmesi ve yinelenemezliğiyle elde edilen o biricik gerçekliğe yedirebilmelidir. Mizansen ancak bu durumda hakiki gerçekliğin somutluğu ve çok anlamlılığıyla birleşip bütünleşebilir.
Reklam
Günümüz sinema sanatının en fazla ihmal ettiği,en yüzeysel yaklaştığı konudur, psikoloji. ... Sinema sanatı, yönetmenin de, senaristin de her özel duruma ilişkin çok kapsamlı bilgi sahibi olmasını ister. ... Çünkü sinema sanatının plastiği, büyük ölçüde, hatta belirleyici ölçüde, karakterin her somut durumda nasıl bir ruhsallık içinde bulunduğuna bağlıdır.
Manevi bir çabayla bedeli ödenmemiş hiçbir özgürlük insanı tatmin etmiyor.
Kendinizi,kendinizle zaman geçirmeyi yalnızlık sanmayacağınız şekilde yetiştirin.
Dinleme ve anlama yeteneği çok değerlidir...Bir kez olsun,aynı şeyleri hissetmeyi başarabilen iki insan birbirini hep anlayacaktır.Bunlardan biri buzul,diğeri isterse atom çağında yaşamış olsun fark etmez.
Reklam
... (yeri gelmişken belirtelim; en ilginç ve en korkunç düşler, her zaman en küçük ayrıntısına dek anımsadığınız düşlerdir).
Tarkovski Eyes Wide Shut filmini izleseydi ne hissederdi?
Sinemanın en önemli koşulluluklarından biri, sinemasal imgenin, görülebilir ve duyulabilir dünyanın fiili ve doğal biçimleri halinde tecessüm etmesidir. Sinemada betimleme doğalcı olmak zorundadır. ... Peki o zaman yönetmenin hayal gücü ne olacak? İç dünyamızda olup bitenler? Gece ve 'gündüz gördüğümüz bütün o düşler? ... Beyazperdeye yansıtılan 'düş'ün, hayatta görünür, doğal bir karşılığı olmalıdır. ... Öyleyse yapılması gereken nedir? Öncelikle, karakterin ne düş gördüğünün bilinmesi gerekir. Düşün ardında yatan gerçek, olgusal sebepleri tam olarak bilmek gerekir. ... Ve bunların, sis perdeleri, vb. gibi sözümona birtakım kurnazlıklara başvurmadan, olanca açık seçikliğiyle, eksiksiz bir biçimde beyazperdeye yansıtılması gerekir. İyi ama düşlerin özellikleri ne olacaktır: bulanık, belirginlikten uzak, gerçek dışı gibi oluşları? Benim bu soruya verebileceğim cevap, sinemada düşlerin 'bulanıklık', 'anlatılamaz olma' gibi özelliklerinin, hiçbir şekilde belirgin olmayan görüntüler anlamına gelmediğidir.
Tarkovski Truman Show filmini nasıl çekerdi?
İdeal bir film çalışmasını şöyle canlandırıyorum gözümde: Sanatçı, elindeki milyonlarca metre film üzerine... örneğin bir insanın doğumundan ölümüne dek her ânı, her günü, her yılı kaydeder. Montaj sonrası elde iki bin beş yüz metre kadar bir film kalır: Bu, gösterimi bir buçuk saat sürecek bir film demektir (çekilen bu milyonlarca metrelik ham filmin değişik yönetmenlerin eline geçtiğini ve her yönetmenin kendi filmini yaptığını düşünün! Birbirinden ne farklı filmler ortaya çıkardı kim bilir!) Evet, gerçeklikte hiçbir zaman böyle milyonlarca metre filme sahip olunmaz, ama yine de bu ideal' çalışma koşulu bir ham hayal değildir, ona doğru atılmak gerekir. ... Belli bir kahramanı dur durak bilmeksizin izlemek değil burada sözünü ettiğim. Bir insanın davranışlarındaki mantık, beyazperdede (doğrudan onunla ilgisi yokmuş gibi görünen) bambaşka olguların, olayların mantığıyla yer değiştirebilir olması ve aynı zamanda başta seçilen kişinin, yönetmenin olayı değerlendirişi öyle gerektiriyorsa, yerini bambaşka bir şeye bırakarak perdeden tümüyle kaybolabilmesi. Örneğin, kahraman diye nitelenebilecek bir kişiliğin yer almadığı ve insanın hayata bakışıyla ilgili her şeyin, yalnızca rakursiyle anlatıldığı bir film. *) Rakursi (Fr. Raccourcir) - Derinlik, biçim ve orantı bakımından yeni bir gerçeklik izle- nimi yaratmak için ani ve hızlı perspektif değişiklikleriyle çekim yapılması, kısaltım. (ç.n.)
Tarkovski'nin ses kayıt cihazı
Bir zamanlar ses alma aygıtıma tümüyle rastlantısal bir konuşma kaydetmiştim. Sözlerinin kaydedildiğinden habersiz sohbet ediyordu insanlar. Daha sonra bu kaydı dinlerken şöyle düşündüğümü hatırlıyorum: "Harika yazılmış diyaloglar!" "Harika bir oyunculuk!" Karakterlerin hareket mantığı, duygu, enerji o denli elle tutulurdu ki! Sonra, seslerin tınısı! Verilen es'lerin, duraklamaların yerindeliği! Hiçbir Stanislavskiy'nin mazur gösteremeyeceği duraklamalar. Ses alma aygıtıma bir rastlantı sonucu kaydettiğim bu diyalogların yanında, usta bir üslüpçu olan Hemingway'in diyalogları bile naif kalır.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.