Mümtaz Turhan Bütün Eserleri

Mümtaz Turhan

En Eski Mümtaz Turhan Bütün Eserleri Sözleri ve Alıntıları

En Eski Mümtaz Turhan Bütün Eserleri sözleri ve alıntılarını, en eski Mümtaz Turhan Bütün Eserleri kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çünkü Maarif, görünüşte hiç bir istihsal faaliyetinde bulunmamasına rağmen onun en mühim vasıtası olan ve cemiyette her sahanın, her teşkilatın, her müessesenin temelini teşkil eden insan unsurunu yetiştirmektedir.
Sayfa 58 - Altınordu yayınlarıKitabı okuyacak
Ahlak, hakiki kıymetler hakkında bir şuur edinme olduğuna göre her şeyden evvel bir duyma ve yaşama meselesidir.
Sayfa 108 - Altınordu yayınlarıKitabı okuyacak
Reklam
Toprak Reformunu Sosyal Yapıya Göre Ayarlamak
Bundan başka köyde yapılacak her islahat gibi toprak reformu da sadece bugünkü vaziyete nazaran değil, fennî ziraatla endüstrileşme teşebbüsleri gerçekleştiği takdirde memleketin kazanacağı sosyal yapının şekli göz önünde tutulmak ve ona göre ayarlanmak suretiyle derpiş olunmalıdır. Modern bir cemiyetin bünyesi icabı, köy veya kırda çalışan insanların sayısının şehirlerde çalışan işçi gücünün 5-6 da birini geçmemesi lazımdır. Bu nispet bugün Türkiye'de köy ve şehir nüfusunun arasındaki nispetin aşağı-yukarı tam tersidir. Haikatte hemen bütün modern cemiyetlerde bu nevi bir istihale olmuştur. Meselâ: 1850 de Amerika'da ziraat sahasında çalışan 7 kişi ancak 8 kişinin yiyeceğini temin edebilirken ilim ve tekniğin ziraata tatbiki neticesinde 1950 de yapılan bir istatistiğe göre yine Amerika'da ziraatla meşgul bir kişi 9-10 kişiyi besleyebilmektedir. Bu demektir ki, köyde çalışan nüfusun takriben yüzde sekseni başka iş sahalarına geçmiştir. Binaenaleyh toprak reformu, bugün köyde yaşayanlara göre değil, nüfus artımı da hesaba katılmak suretiyle gelecekte yaşayacak olanların sayısı göz önünde tutularak ele alınmalıdır.
Sayfa 15 - Altınordu Yayınları
En uygun ziraî istihsal ünitesini hesaba katmak.
Bugün Türkiye'nin içinde bulunduğu malî sıkıntı ile ihracatının esas itibariyle toprak mahsullerinden ibaret olduğu göz önünde tutulursa, herhangi bir tedbirin onu bu biricik mesnetten mahrum edip kalkınmasına engel olmaması gerekir. Şu halde toprak reformu hiçbir suretle Türkiye'de ziraî istihsalin artmasına mâni olmamalıdır. Halbuki ziraatla meşgul olan kıymetli bir mütehassısın ikna edici deliller ve rakamlarla gösterdiği veçhile toprak reformu, gelişigüzel toprak dağıtma şeklinde ele alındığı takdirde istihsalin artması şöyle dursun, azalmasına sebep olacaktır.
Sayfa 16 - Altınordu Yayınları
Toprak reformunu ziraî istihsal artırmanın bir unsuru olarak düşünmek
Geri kalmış memleketlerin başlıca hususiyetlerinden birisinin de bilindiği gibi nüfusun büyük bir kısmının ziraatle meşgul olmasıdır. Ziraat tekniğinin basit, iptidâi, amiyane veya tradisyonel bilgiye dayanmış olması, yeni denemelerin meydana gelmesini ve bu suretle istihsali tahdit etmektedir. Eğer bu nevi geri kalmış bir memleket, kendisiyle aynı sosyal yapıyı hâiz memleketlerle çevrilmiş ve toprak mahsullerine muhtaç komşulara da sahip değilse istihsali artırmayı teşvik edecek bütün faktörlerden mahrum bulunuyor demektir.
Sayfa 17 - Altınordu Yayınları
Sanayileşmede Devletin Rolü
Memleketin sanayileşme vetiresinde devlete, hususî sektörün gerçekleştiremeyeceği teşebbüslerle, rehberlik ve himâye vazifelerinin verilmesi bir prensip olarak kabul edildiği takdirde hususî teşebbüsün bu sahada serbest bırakılması icabeder. Bu, devletin bu hususta her an müdahale hakkını bertaraf etmek demek olmadığı gibi onu bu sahada rehberlik, teşvik ve himaye mükellefiyetlerinden de kurtarmak mânâsına gelmez. Bilâkis devlet tıpkı bir hoca, bir rehber gibi hareket ederek tavsiyelerde bulunacak, teşvik edecek bu hususta çıkaracağı gümrük ve vergi kanunlarıyla da hususî teşebbüsü himaye edecektir. Hususî teşebbüslerle devlet birbirine zıt, birbirinin aleyhinde çalışan iki düşman müessese olarak değil, baba evlât şeklinde bir âile gibi mütalâa edilmelidir. Babanın evlâda karşı olan vazifeleri gibi, evlâdın da mükellefiyetleri olduğu bilindiği, kabul edildiği ve buna riayet edildiği takdirde birçok ihtilâfların ortadan kalkacağına şüphe edilmemelidir. Yeter ki, arada bu münasebeti idâme ettirebilecek bir güvenlik tesis edebilsin. Eğer bu arada devlet yetiştireceği işletmeci mütehassislar ve sâir elemanlar vasıtasıyla anonim şirketler kurdurup geniş mikyasta halkı ve millî bankaları iştirak ettirmek suretiyle endüstri sahasında yatırımlarda bulunmaya teşvik edebilirse hiç şüphesiz sanâyileşme vetiresi büyük bir sür'at kazanmış ve sermayenin mahdut ellerde toplanması önlenmiş olur.
Sayfa 38 - Altınordu Yayınları
Reklam
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.