Evliya Çelebi Seyahatnâmesi’nin 1. 2. cildinde hayret ve ibretle şu meseleyi gördüm. Süleymaniye Camii yapılırken kıble-i şerifin tayininde Beyazıt Camii’nin mihrabı esas alındı. Peki, Beyazıt Camii’nin mihrabı nasıl tayin edildi?
“Mimarbaşı, caminin inşasına başladığı zaman, Sultan Bayezid Han’a ‘Padişahım, mihrabı ne şekilde yapalım?’ diye sordu. Sultan Bayezid, ‘Şu ayağıma bas’ cevabını verdi. Mimarbaşı, Sultanın dediğini yapınca hemen Kâbe’yi gördü. Padişahın ayaklarına kapandı. Sultan Bayezid, mihrap yerinde önce iki rekât namaz kıldı. Sonra mihrabın yapımına başlandı. Cami tamamlanıp, ilk defa cuma namazı kılınacağı zaman Sultan Bayezid halka şöyle hitap etti:
“Ey müslümanlar, her kim ki ömründe, ikindi ile yatsı namazlarının sünnetlerini terketmemiş ise, o zat-ı muhterem bu cuma namazında imamlık yapsın.”
Cami hıncahınç doluydu. Hiç kimse ses çıkaramadı. Bayezid Han, ‘Elhamdülillah kısacık ömrümüzde, hazarda ve seferde hiç sünneti terketmedik demek sûretiyle câmi-i şerifin mihrabına geçip cuma namazında ümmet-i Muhammed’e imam oldu. Bayezid Camiinin mihrabını kerametle mimarbaşına gösteren Sultan Bayezid, “Sofi Bayezid” lakabını almaya hak kazanmıştır.
Yüce Allah, her insana, onun bela ve musibetine yetecek kadar sabrı verdiği halde, sabrımızı maziye ve istikbale dağıtırız. Bunun için de, sabrımız, hal-i hazırdaki musibete yetmez!
...Yusuf en-Nebhânî’nin eserinde (Câmiu Kerâmâti'l-Evliya) söylediği gibi:
"Cenab-I Hak, çoğu işleri sebeplere bağlamıştır. Onun için hakiki tesiri Allah’tan bilmek şartıyla sebeplere başvurmak sakıncalı değil; bilakis lüzumludur. Kuyuya düşen bir adam, kendisini çekip kurtarmaları için elbette başkalarını çağırır. Hasta olan da doktora gider. Zulme uğrayan hâkime başvurur. Bunlar şirk ve küfür değil de neden dolayı bir nebîyi veya veliyi yardıma çağırmak şirk olur!”
“Velileri imdada çağırmak şirk ve küfür değildir. Çünkü veliler, Cenab-ı Hakk’ın onlara verdiği kerametle, O’nun izni dahilinde uzağı görür, sesleri duyar, tayy-i mekân ederler. Bu sebeple onlar, uzakta bile olsalar yakın sayılırlar. Velilerin hayatta olmaları ile kabirde olmaları arasında ve kerametlerinde hiçbir fark yoktur.”