Bugün Müslümanlar, tecdidi öneren İslamcı muhitlerdeki zihni bulanıklık ile gelenekçi söylemin tarih dışılık görüntüsü veren buyurgan dili arasında kalmış durumdadır (Büyükkara, 2006, s. 162).
Fazlasıyla içe dönük bir gündem kuşatması altında kalmak da bu gerilimi süreklileştiriyor.
Hemen her İslami iddianın bir başka Müslüman cenah tarafından sorun odağı olarak algılandığı ağır bir havayı soluyoruz.
Bir anda herkesin tarihi kimliklerle kendini tanımlamaya kalkıştığı ve diğerini şeytanlaştırdığı bir dil dolaşıyor orta yerde.
İlmi dergi adı altında yayın yapan mecraların dahi âdeta başka gündemi yok.
Tehdit algısı, Müslümanların kısır iç çatışmalarının çeperine alınmış durumda.
Bölgedeki gelişmeler bile bu iç tehdit algısının dolayımından değerlendiriliyor.
Bu ve benzeri saiklar, İslamcı tasavvur sahiplerini, ütopya sonrası pragmatik yönetimler döneminde yaşamaya zorluyor.
Kuşkusuz bu sonuca gelinmesinde, pek çok siyasi ütopyanın totaliter rejimler ve örgüt yapıları ile neticelenmesinin de katkıları var.
Sayfa 213 - Vahdettin Işık - Türkiye'de İslamcılığı Yeniden Düşünmek