Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Müslüman Halk Hareketleri

Bekir Yakıştıran

Müslüman Halk Hareketleri Sözleri ve Alıntıları

Müslüman Halk Hareketleri sözleri ve alıntılarını, Müslüman Halk Hareketleri kitap alıntılarını, Müslüman Halk Hareketleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Milyonlarca Hallac'ın bir araya geldiğini düşünün. Herkesin "Gelin beni öldürün, ben hiçim... Cübbemin içinde Tanrı'dan başka bir şey yok“ diye sokaklara fırladığını bir düşünün... Bu tür ateşli tutkular, bir tür manevi veya mistik divaneliği gösterir. Eğer bir toplumda herkes Hallac (veya İbni Sina) gibi olacak olursa, sefalet ve yıkım ortalığı kaplar...
Kanuni'den sonra (1566) gelen Osmanlı hükümdarlarının münakaşasız şekilde en büyüğü olarak kabul edildiği iddia edilen ve Osmanlı devletinin en buhranlı döneminde yeniçeri ocağını ilga eden II. Mahmud'un, hiçbir muhalefetle karşılaşmadan kurduğu yeni ordusunun durumunu görelim. Avrupa askeri usul ve kıyafetle eğitim gören bu ordunun adı ilginçtir: Asakir-i Mansure-i Muhammediye... (...) Ancak halkın yeni orduya rağbet etmedikleri; olayların seyrinden rahatlıkla anlaşılmaktadır. Nitekim yeni ordunun subay ihtiyacını karşılamak amacıyla Beşiktaş yakınlarında kurulan Mekteb-i Harbiyye'ye kimse çocuklarını göndermemiş, hükümet sokaklarda dolaşan kimsesiz ve garip çocukları toplayıp okula almak zorunda kalmıştır. (...) İstekli(lik) olmayınca hükümet çok sert ve kaba usullere başvurarak, rastgele halkın yakaladıklarını askere almaya başlamıştır... Evli olsun, bekar olsun, milletin gençleri vilayetlerde yakalanıp elleri kelepçeleniyor ve en yakın kasabaya sürükleniyorlardı. Bunlar orada başkalarının da kendilerine katılmalarını beklerlerken, pislik içinde hapis hayatı geçiriyorlardı... Sonra, deniz kıyılarındaki kasabalara götürülerek gemilere bindiriliyorlar ve deniz hastası olarak ve vatan hasreti çekerek perişan bir durumda İstanbul'a çıkarılıyorlar, hayatları müddetince hizmet etmek üzere ordu alaylarına ve harp gemilerine gönderiliyorlardı. Bu şekilde hizmet bir dereceye kadar kürek mahkumiyetini andırmakta idi. Halk da bunun şuurunda olduğundan, askere alınmış çocuklarına ölü gözü ile bakar ve bu yüzden de askerlikten nefret ederlerdi.
Sayfa 353Kitabı okudu
Reklam
Daha Kanuni Süleyman zamanında asayiş bozulmaya başlamış, yiyecek ve gıda için evler soyulmuştur. Örneğin, 24 Şubat 1528'de Anadolu'da değil, İstanbul'un göbeğinde evler basılıyor, aile fertleri öldürülerek mal ve emtiaları gasbediliyordu... Her ne kadar eylemin failleri yakalanamıyor ise de, hükümet bu işi ancak fakir ve aç insanların yapabilecekleri ihtimalinden yola çıkarak, İstanbul sokaklarında ele geçirdikleri rastgele fakir, yoksul ve işsiz insanları yakalayıp acımasızca öldürüyordu. Bu konu ile ilgili olarak Peçevi İbrahim Efendi şöyle diyor: "Irgatlıkla çarşı ve sokaklarda dolaşan işsiz güçsüz Arnavut takımından kimselerin bu işi yaptıkları ihtimal verildi. Bu ihtimali destekleyen birtakım belirtiler de görüldüğünden, ekmekçi, mumcu, tellal, aşçı ve odun yarıcı gibi bütün işsiz güçsüzlerden 800 adam yakalanarak, çarşılarda sokaklarda ve kalabalık yerlerde öldürüldüler."
Sayfa 149Kitabı okudu
XVI. yüzyılın başında Osmanlı devletinin doğusunda Şiilik ideolojisine dayalı güçlü bir devletin kurulması, Osmanlı devleti için önemli bir tehlike olarak görülmüştür. Osmanlı tebaasına mensup şiilerin önemli bir kesimi Safevi devletine sempati duymakta, Şah İsmail adına şeyhler, ozanlar ve dervişler Osmanlı tebaası arasında harıl harıl çalışmaktadırlar... Bunlar, halkın nefretini değil, sevgilerini, gönüllerini kazanmaya önem vermekteler. Şah İsmail, halk arasında bir şah gibi değil, bir şeyh gibi ilgi görmekte, halkın diliyle nefesler okumaktadır. I. Selim, Safevi devletinin Anadolu'da geniş taraftar bulması karşısında şu önlemlere başvurur: Acımasız terör uygulamalarını başlatmak ve çıkarılacak fetvalarla Şiiliği İslam dışı sapık bir mezhep, şiileri de kafir (!) ilan etmek.. Nitekim, Anadolu'da şii kökenli isyanlar yaygınlaştıkça, Osmanlı devletinin yöneticileri de şii tebaa üzerindeki baskıları artırmıştır...
Sayfa 110Kitabı okudu
Ceddin Deden
XVI. asırda, devlet adamlarının israf ve gösterişte, sefahet ve ihtişamda adeta çılgınlaştıkları bir devrede; Anadolu'da büyük kıtlıkların yaşandığını ve halkın hububat bulmakta büyük güçlükler çektiklerini görüyoruz. Örneğin, 1564'de çıkan büyük bir kıtlıkta Çeşme'den yollanan bir arz'da açlığın dehşetinden halkın ekserinin "ot otladıkları" kaydolunmuştur.
Sayfa 191Kitabı okudu
III. Murat, her geziye çıkışında, halk tarafından padişaha dert ve şikayetlerini dile getiren 1000-2000 dilekçe verilirdi. Ancak padişah, bu dilekçeleri ne okur ne de şikayetleri dinlerdi. Hatta Şemsi Paşa: "Dilekçe avı yapan şahiniz" mısra'ı ile başlayan saçma bir şiir yazmıştı. Yani başta padişah ve paşası, halkın verdikleri dilekçelerle, şikayet ve haklı istekleriyle adeta alay ediyorlardı...
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
Esasen gerek Selçuklu gerek Osmanlı devletinde olsun, çıkan bir çok isyanların temel unsuru Oğuz Türkmenleridir. Yani, "Osmanlı Müellifleri" adlı eseri hazırlayanların iddialarının tam tersine, Oğuz Türkmenleri, kendilerini temsil ettiği iddia edilen Osmanlı devletini, çıkardığı isyanlarla oldukça yıpratmışlardır. Nitekim, (...) çıkan isyanlarda Oğuz Türkmenleri devlete karşı faal rol üstlenmişlerdir.
Karmatiliğin bir devamı olan Batınîlik hareketinin Büyük Selçuklu devletinde ilk kez boy göstermesi, Melikşah zamanına rastlar. (...) Batıniler, İsmaili mezhebinin “Nizar” koluna mensupturlar. Bu hareketin öncülüğünü, Hasan b. Sabbah (Ölm. 1124) adında Deylemli terör uzmanı yaptı. Aynı zamanda güçlü bir alim olan Hasan b. Sabbah, korkunç bir
(III.) Murat, yaptığı israf ve gösterişlerin sonucu, Osmanlı parasını %50 devalüe etmiştir ki, bu oran Osmanlı tarihinde vuku bulan en büyük devalüasyon oranı olacaktır. Arap ve Acem diyarlarından getirdikleri rakkas ve çalgıcılara her gün avuçlar dolusu altınlar dağıtan ve bütün gününü eğlencelerle geçirdiği için Allah'a hamdeden III. Murat'ın 5000 cariyesi vardır. O, III. Murat ki, her gün yaklaşık 30-40 cariye ile yatar, o ana kadar 200-300 altınlık olan cariye fiyatları, onun tahta geçmesiyle 3000-4000 altına fırlar... Nitekim, III. Murat, aşırı cinsel ilişkiler yüzünden mesane hastalığı sonucu ölür. II. Murat Osmanlı padişahları içinde açıkça 40 bin altın rüşvet def'atan alan ilk padişahtır. O, daha önce yürürlükte bulunan şarap yasağı ile ilgili fetvayı da iptal etmiş ve taşkınlık yapmamaları şartiyle askerlerin şarap içmelerine izin vermiştir.
Hasan Paşa, padişah III. Mehmet'e hediye olarak 10.000'den fazla Celali kellesini İstanbul'a yollamıştı... Zulüm ve sefaletin getirdiği şartlar sonucu Celali olan reayanın kelleleri bu şekilde koparılırken, III. Mehmet, köpeklerine; simli, kadife, al kumaştan giysiler giydirerek İstanbul bahçelerinde eğleniyordu...
Sayfa 211Kitabı okudu
35 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.