Bidayetü`l-Hidaye

Müslümanca Bir Hayat

İmam Gazali

About Müslümanca Bir Hayat

Müslümanca Bir Hayat subject, statistics, prices and more here.

About

Âlemlerin Rabbi olan Allah’a (c.c) hamdolsun. Salât ve selâm efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya (s.a.v) ve onun edebiyle edeplenen âl ve ashabının üzerine olsun. Mensubu olduğumuz İslâm dini, bir millete veya kavme değil, bütün insanlığa gönderilen son ve evrensel bir dindir. İslâm’ın gayesi, insanları her iki cihanda huzur ve mutluluğa erdirmektir. Bu nedenle Cenâb-ı Hak belli emir ve yasaklar koymuştur. Bu açıdan dinimiz şu iki temel üzerine bina edilmiştir: Birincisi, Allah’ın (c.c) emirlerini yerine getirmek. İkincisi de Allah’ın (c.c) yasak kıldığı şeyleri yapmayı terketmek. Dolayısıyla ferdin ve toplumun huzuru Allah’ın (c.c) emir ve yasaklarına uymasına bağlıdır. Çünkü O’nun (c.c) emirlerini yerine getiren ve yasaklarından sakınan kimseden değil insana, bir karıncaya bile zarar gelmez. Böyle insanlardan oluşan bir toplumda ise anarşiden, başkalarının malına, canına, namusuna göz dikmekten söz edilemez. Herkes birbirinin hakkını gözetir. Kimse kimsenin hakkına tecavüz etmez. Çünkü Cenâb-ı Hakk’ın emirlerini yerine getiren kimsenin kalbinde Allah (c.c) muhabbeti-sevgisi hasıl olur. Bu sevgi sayesinde insan Allah’ın emir ve yasaklarına karşı gelmekten korkar ve her türlü kötülükten uzak durur. Böylece hem ferdin hem de toplumun huzuru sağlanmış olur. İnsanlar arasında Allah’tan (c.c) hakkıyla korkanlar âlimlerdir. Bu nedenle İmam Gazâlî (rah) bu eserinde, Cenâb-ı Hakk’ın emirlerini yerine getirmek için ilim öğrenmemiz ve ilmi daha çok ne niyetle okumamız gerektiği üzerinde durmaktadır. Yine ilmin neticesi olan hidayete ermek için de başta kalbimiz olmak üzere, bütün âzalarımızı takva ile süslememiz gerektiğini dile getirmektedir. Bunların yanında insanlarla olan ilişkilerimizde gözetmemiz gereken edepleri de özlü bir şekilde bizlere anlatmaktadır. İmam Gazâlî’nin (rah) Bidâyetü’l-Hidâye ismini verdiği bu eser, İhyâü Ulûmi’d-Dîn gibi büyük bir eseri özetler mahiyette olması bakımından paha biçilmez bir öneme sahiptir. Buna binaen bu eseri tercüme etme gereği duyduk. Yolumuza ışık tutacak olan bu eser üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, Allah Teâlâ’nın emirlerinin farzlar ve nâfileler olmak üzere iki kısma ayrıldığı, farzların ticaretin ana kaynağı olan sermaye hükmünde, nâfilelerin ise ticaretten elde edilen kâr mesabesinde olduğu dile getirilmektedir. Ve bu bölümle alakalı edepler anlatılmakla birlikte, bir müslümanın yirmi dört saatini nasıl değerlendirmesi gerektiği üzerinde durulmaktadır. İkinci bölümde, dinin şartlarından birinin günahları terketmek, diğerinin ise ibadet etmek olduğu dile getirilmektedir. Ve başta kalbimiz olmak üzere bütün âzalarımızı günahlardan sakındırmamız gerektiği anlatılırken, en çok sakınmamız gereken âzalar ve kalp hastalıkları üzerinde durulmaktadır. Üçüncü bölümde ise gerçek dostun Allah Teâlâ olduğu ve asıl onu dost edinmemiz gerekliliği vurgulanmaktadır. Bunun yanında belli başlı görgü kuralları anlatılmakta ve insan ilişkilerinde dikkat etmemiz gereken hususlara değinilmektedir. İmam Gazâlî (rah), kitapta geçen fıkhî hükümleri, Şâfiî mezhebine göre yazdığı için, biz de siz değerli okuyucuları mızı düşünerek, Hanefî mezhebinin hükümlerini dipnotta belirttik. Rabbim bizleri bu kitaptan istifade eden kullarından eylesin. Âmin. Abdullah Demiray
Author:
İmam Gazali
İmam Gazali
Translator:
Abdullah Demiray
Abdullah Demiray
Estimated Reading Time: 4 hrs. 30 min.Page Number: 159Publication Date: April 2014First Publication Date: 1964Publisher: Semerkand Yayıncılık
ISBN: 9786054491285Country: TürkiyeLanguage: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Book Statistics

Reader Profile of the Book

Kadın% 75.9
Erkek% 24.1
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

About the Author

İmam Gazali
İmam GazaliYazar · 302 books
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
Gazzâlî (Persian: الغزّالی) (b. 1058, Tus - d. 18 December 1111, Tus), Islamic scholar, philosopher, mystic and professor of the Great Seljuk State period. The nicknames of Gazzâlî, who is thought to be of Persian origin, are Hüccetü'l-İslâm and Zeynüddîn. He is generally known by the names Gazzâlî and İmam-ı Gazzâlî. Ghazali was born in Tus, Khorasan, in 450 Hijri (1058 Gregorian). He received his primary education from Ahmed bin Muhammed er-Razikânî in Tus, then he went to the city of Curcan and received education from Ebû Nasr el-İsmailî, and then he studied at Nishapur Nizamiye Madrasa until the age of 28. As a theological thought, he was educated by Ebu Nasr al-Ismaili. He was influenced by Hasan Ash'ari and Shafi'i in terms of practical views. When his teacher Abdülmelik el-Cüveynî, nicknamed Imam-ı Harameyn, died in 1085, he went to Nishapur to the vizier of the Great Seljuk State, Nizamülmülk. Proving his superiority over other scholars with the answers he gave in a meeting in the presence of Nizam al-Mulk, he was appointed as the chief professor of the Nizamiye Madrasa in Baghdad in 1091. Here, he quickly gained fame and respect with his knowledge and the student community he acquired. He turned to Sufism and concentrated on this field under the influence of Ebû Alî Farmedî. With this interest and his desire for pilgrimage, he left his duty at the madrasah, left Baghdad in 1095 and went to Damascus. After staying in Damascus for two years, he went on pilgrimage in 1097. After the pilgrimage, he returned to Damascus and from there he went to Tus via Baghdad. During his stay in Damascus and Tus, he lived a private life and progressed in the field of Sufism. Eleven years after his departure from Baghdad, in 1106, upon the request of Nizamülmülk's son Fahrülmülk, he started to give education again in Nishapur Nizamiye Madrasa. After a short time, he returned to Tus and lived a Sufi life with his disciples in the lodge he had built. Ghazali died in 1111 (Hijri 505) in his birthplace, Tus, Iran. During the time when Ghazali lived, there was a great political and intellectual chaos in the Islamic world. Although the power of the Abbasid caliphs in Baghdad was weakening, the borders of the Great Seljuk State were expanding and its influence was increasing. Melikşah's vizier, Nizamülmülk, was gaining victories in the battlefields and opening discussion environments called scientific assemblies and madrasahs. During this period, the Shiite-Fatimid dynasty was on the throne of Egypt. In Europe, the Andalusian Umayyad State was in decline. The first Crusade was also carried out during the reign of Gazzali. When Gazzali was 40 years old, Antakya was besieged by the crusaders and a year later Jerusalem was captured. Hasan Sabbah and Ömer Hayyam are also well-known people who lived in the same age as Gazzali. An intellectual collapse completed this confusion in the Islamic world. Ghazali's curiosity for learning caused him to research many religious and intellectual movements. He saw that during his time, people who wanted to find the truth were divided into four groups, and each of them sought the truth in their own way. These; philosophers, theologians, Sufis, esotericists. By examining all of their opinions; He criticized theology, philosophy and the path of Batinism in detail in his books and turned to Sufism, the path of the Sufis, and sought the truth on this path.