Mustafa Kemal'in Ankarası

Nezihe Araz

Mustafa Kemal'in Ankarası Quotes

You can find Mustafa Kemal'in Ankarası quotes, Mustafa Kemal'in Ankarası book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
"kadının adı yoktu ya bizden önce" 2
1934 yılının 4 Aralık gününde, kadınlar, milletvekil seçimlerine, hem seçme, hem de seçilme hakkını alarak ulaşma şansına kavuşmuştur.
Sayfa 46 - Dünya Aktüel YayınlarıKitabı okudu
Aslında, bugün Türk kadınlarının asla aklından çıkarmaması gereken yalın bir gerçek var: Bugün bize verilen haklar, biz bunların ne kadarını kullanabilirsek kullanalım… Kurtuluş Savaşı'nın kadınlarının ve erkeklerinin, önce cephelerde, sonra Meclis'te ve toplum içinde verdikleri büyük savaşların bize sunulmuş birer armağanıdır. Biz bu haklara emeksiz, zahmetsiz, bedelsiz sahip olduk doğrusu. Oysa, Savaş'a fiilen katılan, çeteler kurarak dövüşen, İnönü Savaşlarında madalyalar kazanan, "kağnı kolları"nı örgütleyen, cephelere cephane götüren, askere çorap ören, Yunan'a esir düşen, ekmek fırınlarında yakılan ve dahası eşini, oğlunu, babasını, ağasını şehit veren kadınların hakkıydı bu armağan edilen özgürlük.
Sayfa 47 - Dünya Aktüel YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mademki Mustafa Kemal'in Ankara'sında yaşıyorduk. Ne o mahzenlerden, ne arka bahçedeki kör kuyudan, ne karanlık merdivenlerden korkmaya ne sebep vardı?
Sayfa 9 - Dünya Aktüel YayınlarıKitabı okudu
Kim ne derse desin… Onun, kalıcı, zamanlara ve koşullara göre değişmeden kalıcı iki vasfı var ki kimse inkâr edemiyecek. Biri, Kurtarıcı vasfı. Bu Misak-ı Milli Türkiye'sini düşmanları vatan topraklarından silkeleyip esaretten kurtardığı için O'na verilmiştir. ikincisi Kurucu niteliği. Çünkü O, Türkiye Cumhuriyetini kurdu… Aynı zamanda da Cumhuriyeti çağdaş uygarlıklar düzeyine çıkarmak için gerekli koşulları, yolları, yöntemleri getirdi. Ve sonra bir gün… Kendi deyimiyle, "Onun naçiz vücudu" artık toprak oldu" işte bu nedenle onun ilkeleri ve bu ilkelere ulaşma yöntemleri Ankara'nın taşında toprağında yaşıyor. Dikkatli bakın, görürsünüz. Belki de aziz ve rahmetli Uğur Mumcu onun için bir şarkıyı çok seviyordu: Ankara'nın taşına bak Gözlerimin yaşına bak.
Sayfa 24 - Dünya Aktüel YayınlarıKitabı okudu
"…Ama, beni görmek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, duygularımı, anlıyor ve hissediyorsanız bu yeterlidir" dediği gibi. Mustafa Kemal 'in bu son cümlesi, aslında bir büyük gerçeği ve önemli bir mesajı veriyor: "Esas olan beni anlamanız, fikirlerimi, duygularımı bilmeniz ve hissetmenizdir. Ve bu yeterlidir" diyor Mustafa Kemal. Yani ben diyor, aslında bir ideolojiyim. Yüzümü hiç görmeyebilirsiniz. ama dediklerimi, ettiklerimi, ne yapmak, neyi gerçekleştirmek istediğimi bilirseniz… Gerçek Mustafa Kemal'i, yani onun idelojisini yakalamışsınız demektir.
Sayfa 59 - Dünya Aktüel YayınlarıKitabı okudu
"kadının adı yoktu ya bizden önce!"
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ilk giren kadın dinleyici Latife Hanım olmuştu.
Sayfa 45 - Dünya Aktüel YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Niye döndün sözünden?"
Mustafa Kemal bir akşam Ankara milletvekilleriyle yemek yiyor. Bir ara, "Beyler, diyor. Biliyorsunuz Serbest Fırka benim onayımla kurulmuştur. Ben ikinci bir fırkanın varlığını zaruri görüyorum. Bunun için, içinizde bu fırkayla ilgilenen, bu fırkaya geçmek isteyen varsa, rica ederim hiç tereddüt etmesin. Benim için hiç bir sakıncası yok". Sonra, herkese bir bir sormuş, "ne dersin" diye. Ankara milletvekillerinden yalnız biri, sanırım Temyiz Mahkemesi üyeliğinden Meclis'e gelen Talat bey, (inşallah yanılmıyorumdur) "Paşam, madem sakıncası yok diyorsunuz… izin verirseniz ben o fırkaya geçmek istiyorum" demiş. Uzunca bir sessizlik. Sonra Mustafa Kemal kâğıt kalem istemiş, önce Halk Fırkası'ndan istifa mektubu; sonra Serbest Fırka'ya giriş dilekçesi yazılmış, imzalanmış. Bu arada yemek devam ediyor. Mustafa Kemal saz gelsin istemiş ve gelenlerin başındaki sanatçının kulağına bir şeyler fısıldamış. O gece saatin dokuzundan sabahın iki buçuğuna kadar, saz heyeti tekrar tekrar yalnız bir tek şarkıyı yinelemiş: Hani ya sen benimdin Niye döndün sözünden? Mustafa Kemal benimseyince böyle benimsiyordu demek ki… "Niye döndün sözünden" sorusu, içten ya da dıştan pek çok kişiye sorulmuştur o güne kadar. Mustafa Kemal aslında bunun yalnızlığını yaşıyor hep. Yalnızdı çünkü. Şimdi diyorum ki Mustafa Kemal acaba Ankara'ya da, bugünlerde aynı soruyu soruyor mu? "Niye döndün sözünden" diye.
Sayfa 21 - Dünya Aktüel YayınlarıKitabı okudu
Mustafa Kemal, birlikte oldukları her sabah annesinin elini öpüp duasını almadan, "bir emrin var mı anacığım" diye sormadan evden çıkmamıştır. Annesinin merakı "Nereye gidiyorsun" soruları, yalnızlıktan, hastalıktan şikâyetleri, Mustafa Kemal'i o sıkışık savaş günlerinde ne kadar bunaltırsa bunaltsın, o bundan hiç şikâyetçi olmamış, en azından böyle görünmemiştir.
Sayfa 55 - Dünya Aktüel YayınlarıKitabı okudu
"... işte bunlar benim ikinci Sakarya zaferim"
"Soframda bir iki sap çiçek istiyorum, hiç çiçek yok mu burada" sorusuna, "bu şehirde çiçek pek yetişmez efendim" diyenlere o, oturduğu bağ evinin saklı bir köşesine sıralanmış gaz sandıklarında eliyle yetiştirdiği çiçeklerle yanıt vermişti o günler. Ve bir öğle yemeğine başlamadan önce, Fevzi Paşa'nın koluna girerek, öbür konuklan da ardından isteyerek o saklı köşeye getirmiş, sevgili çiçeklerini onlara: "Hoca Paşam, işte bunlar benim ikinci Sakarya zaferim" diye göstermişti.
Sayfa 36 - Dünya Aktüel YayınlarıKitabı okudu
"Kültür, okumak, yazmak, zekâyı terbiye etmektir" diyordu. Daha önemlisi, "Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür" diyordu. "Kültür devamlı bir gelişmedir ve zaman süreci içinde bu gelişmenin birikimidir" diyordu.
Sayfa 63 - Dünya Aktüel YayınlarıKitabı okudu
151 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.