Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emperyalist Batı'nın ve Yerli İşbirlikçilerin Gerçek Yüzü

Mütareke Dönemi

Bilge Orhunlu

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Sevgili vatandaşlarım! Ben bir Türk memuruyum.Aldığım emri yerine getirdim.Görevimi yaptığıma vicdanım emindir.Sizlere yemin ederim ki,ben masumum! Son sözüm,bugün de budur yarın da budur. Yabancı devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet diyorlarsa,kahrolsun böyle adalet! Benim sevgili kardeşlerim! Asil Türk Milletine çocuklarımı emanet ediyorum.Bu kahraman millet,elbette onlara bakacaktır.Vatan uğrunda cephede ölen bir insan gibi şehit gidiyorum.Allah vatan ve milletimize zeval vermesin! Amin! ---- Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey---
"Türk milleti ebediyen yaşayacak,Müslümanlık asla zeval bulmayacaktır! Allah millet ve memlekete zeval vermesin,fertler ölür,millet yaşar.İnşallah Türk milleti ebediyete kadar yaşayacaktır! - 30 Mart 1919 Eski Boğazlıyan Kaymakamı Kemal -
Reklam
Milli Sır
Ben milletin vicdanında ve geleceğinde sezdiğim büyük gelişme yatkınlığını, bir milli sır gibi vicdanımda taşıyarak yavaş yavaş bütün bir topluma uygulamak mecburiyetinde idim.
Sayfa 25 - Kum Saati YayınlarıKitabı okudu
"Ey vatandaşlar,Türk nedir? Türk demek,mükemmel ve muhteşem kubbeleri,göklere uzanan minareleri,parlayan çinileriyle,muazzam,muhteşem medrese ve imaretleriyle bir sanat ve medeniyetin sahibi demektir. Türk demek,medeniyetle yaşamış ve yaşayan ve haricin her türlü haksız müdahalelerine rağmen yaşamak kuvvetini kendinde duyan bir millet demek.Türklük demek,acizlere koruyucu gibi muamele etmek,kuvvetlilere boyun eğmemek demektir.Türklük demek,Allah'ın doğruluk ve iyilik sıfatlarına tapmak ve yaşamak demektir.Türklük demek,yok olsada mezardaki kemikleriyle isyan ederek haksızlığa karşı gelmek demektir.Türklük demek,bütün bir ahlak ve doğruluk ve iyilik demektir."
Mondros mütarekesinden sonra,Batı dünyası,bin yıllık Haçlı kinini kusmaya başlayarak,bir yandan yöneticileri,diğer yandan emperyalist yayılmacılığın çığırtkanı olan basının çoğu,Türklerin Asya'ya geri kovulmaları yolunda yayın yapmaya başlarlar.Batı basını,yangından mal kaçırır gibi,Türk topraklarının nasıl paylaşılacağını ve Doğu'nun nasıl bir pazar olarak kullanılacağını hesap ederek birçok fikir ileri sürer.Ne yazık ki,yerli basının bir kısmı da bu emperyalizm çığırtkanı Batı basınına ağız uydurarak,Milli Mücadele aleyhinde yazmaya ve işgalci devletler ile Yunanistan'a karşı direnilmemesi gerektiği yolunda telkine başlarlar ki,bu yerli basına "Mütareke Basını" denilir.
1 Kasım 1918'de İttihat ve Terakki'nin beş gün sürecek son kongresi başlar. 2 Kasım 1918'de ise iktidarın üç paşası,Enver,Talat,Cemal Paşalar,yanlarına bir kısım İttihat ve Terakki mensubunu da alarak Alman elçilik vapuruyla yurtdışına kaçarlar. Yalnız bir iddiaya göre,henüz kongre başlamadan 31 Ekim 1918 gecesi,İttihatçı lider Talat Paşa,geç bir
Reklam
'' Biz böyle bir bağımsızlık bilinci vermeye çalışırken : bu arada kimlikleri vatanı pazarlayıp, kesesini doldurup gününü gün ediyor olabilir yada bana ne, ben bu milletten değilim yahut burası zaten diyar-ı küfür diyebilir! Bunlar için vatan arsadır, ticarethanedir, siyasi menfaatlerdir! Ama bütün bunlar aslında bir tercihtir! Bu tercih, nihayetinde üçlü bir seçenekten ibarettir : 1-ya bağımsılıkçı olur, ona göre yaşar ona göre hareket edrsin 2- ya işbirlikçi olup, yabancı emrinde vatanını ve halkını pazarlarsın, 3- ya da etliye sütlüye karışmaz ve bana dokunmayan yılan bin yaşasın sefihliğiyle yılanların işini kolaylaştırırsın! Ama vatan, bir bağımsızlık ve tarih bilincidir.
Kum saati yayınlarıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.