Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nadas Kadınları

Naim Ünver

En Eski Nadas Kadınları Gönderileri

En Eski Nadas Kadınları kitaplarını, en eski Nadas Kadınları sözleri ve alıntılarını, en eski Nadas Kadınları yazarlarını, en eski Nadas Kadınları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yani bu kitap diyor ki iletişimin başlaması için konuşmak değil, dinleyecek birini bulmak, yazacak bir şeyler değil, okuyacak birini bulmaktır önemli olan.
Ben bazen böyle şeyleri düşünürüm. Mucizeleri falan yani. Annem gerçekleri beceremeyenler, mucizelerden medet umar derdi hep. Olsun ben mucizeleri hayal etmeye devam edeceğim. İnsan böyle olmalı zaten. Olmayacak şeyleri düşünmeli, düşünmeden bazı şeyleri yapabilmelidir.
Reklam
Sen hiç dünyayı solumak için nefes aldın mı? Zaten yaşamak için her gün soluk alıyorsun. Bir kez de bunun için al.
Bir gün doğru kadın olduğumu bir adam fark ederse, ondan bir çocuğum olsun isterim. O adam sıradan biri olabilir. Yeter ki hayatı sevsin. Bende hayatı bulsun. Sen hiç içinde hayat olan birine aşık oldun mu?
Daha yirmi üçümde ne çok şey yaşamışım. Ne azı iyi gibi görünür uzaktan bakan insanlara. Bana sorarsan hepsi iyi. Onları ben yaşadım çünkü. Hiç yaşamamış olmaktan iyidir.
Bir gün yine oyun oynarken, sokağa yeni taşınmış bir erkek çocuk kolumu ısırdı. Çok canım yanmıştı. Sonraki günler ben onunla oynadım yine. Herkes oynamamamı beklerdi. Çocuğun kendisi bile. Ama ben oynadım. Isırık izi varken de oynadım, geçtiğinde de oynadım. Çocuk beni hiç ısırmadı sonra. Hep iyi arkadaşım oldu. O bunu çok yaparmış. İnsanları ısırmayı yani. Ama ben onu kabul edip dışlamayınca vazgeçti bundan. Sevgi hoşuna gitti. Senin hayatında oldu mu hiç böyle bir şey? Yani sen bir ısırık izini dostluğa çevirebildin mi?
Reklam
Öğretmenlik değersiz bir meslek gibi görülmeye başladı. Böyle bir görüntü oluşmasının sebebi de öğretmenler. Yapılan işin vitrinini o işi yapanlar belirler. Sen hiç kendi vitrinine dışarıdan baktın mı?
Ben yağmuru çok severim. Çiftçiler gibi değil ama. Ben sadece severim. Toprak gibi severim yağmuru. Ben yağmurun sesini de çok severim. Farklı enstrümanlar gibidir. Düştüğü yere göre ses çıkarır.
Ama ölmek için bence yağmurlu bir gün gibisi yoktur. Herkesin yüzü ıslanır cenazede, böylece kimse ağlamaya çalışmaz. Gerçekten ağlayanlar varsa, onların yaşları da yağmura karışır. Yağmur tuzla tanışır.
Eğer yakınlarda bir yere yıldırım düşerse, biri sevdiğini özler, ya da ona geri döner. Senin için hiç yıldırım düştü mü yakınlarda bir yere?
Reklam
Bence insanlar son nefesini verdi şeklinde bakılmamalı ölüme. İnsanlar son nefesini aldı. Sonuç değişmiyor ama, ölümü daha insancıl gösteriyor.
Kitapları herkesin kendi kütüphanesinde tutması, bir sandığa kilitlenip, gömülmüş hazinelere benzer derdi, ilkokul öğretmenimiz ve eklerdi; oysa kitaplar okudukça hazineye dönüşür.
Ben şiirleri severim. Kimin yazdığına bakmadan, sadece kelimelerin valsını görmeliyim şiirde. Benim için önemli olan o. Eğer şiir benim bildiğim kelimeleri benim bilmediğim şekilde kullanıyorsa güzeldir.
Şimdi bambaşka yerlerde olmalıydı oysa. Ölümün telaffuz bile edilmediği yerlerde. İnsanların sadece yaşlılıktan öldüğü yerlerde
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.