GÜNÜMÜZDE, O BİR TANRI.
4.000 YIL ÖNCEYSE, O SADECE BİR İNSANDI.
Kovalamaca sürüyor. Şeytanî Naga savaşçısı dostu Brahaspati’yi öldürdükten sonra şimdi de karısı Sati’nin peşine düşmüştür. Tibetli göçmen ve şeytanın düşmanı olduğu söylenen Shiva’ya bu uğursuz düşmanını yakalamadan rahat yoktur. Emin olduğu tek şey intikam duygusuyla kötülüğe giden yolun onu sürüngen insanların yaşadığı Nagalılara götürecek olduğudur.
Şeytanın kötücül yükselişinin belirtileri her yana yayılmıştır.
Bir krallık ölmek üzeredir ve mucize bir ilaç için rehin alınmıştır. Veliaht prens öldürülmüştür. Shiva’nın felsefî rehberi olan Vasudevler onlara gösterdiği koşulsuz güvene ihanet ederek ilacı karanlık tarafa götürürler. Mükemmel imparatorluk Meluha bile doğumların şehri Maika’daki korkunç bir sır nedeniyle şüpheye düşmüştür. Shiva’nın bilmediği şey, perde gerisinde bir kukla ustasının büyük bir oyun oynamakta olduğudur.
Kendisini kadim Hindistan’ın bir ucundan diğerine sürükleyecek olan yolculuğunda Shiva gerçeği ve ölümcül sırları arıyor fakat sonunda yalnızca hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını görüyor.
Meluha’nın Ölümsüzleri’nin devamı olan Shiva Üçlemesi’nin bu ikinci kitabında acımasız savaşlar yaşanacak, şaşırtan ittifaklar kurulacak ve inanılmaz sırlar ifşa olacak
‘Arketipik ve coşkulu [...] Amish’in kitapları ruhumuzun [...] en derin girintilerine kadar işliyor.’
– Deepak Chopra-
“Amish Doğu’nun Paulo Coelho’sudur.”
– Business World-
(Tanıtım Bülteninden)
