Ey namaz kılan kişi! Kendini bir borçlunun kefili olarak hayalinde canlandır. Borçlu borcundan dolayı; sen de ona kefil olduğun için alacaklı tarafından aranıyorsun. Sen, borçluyu, borcunu ödemesi ve böylelikle aranıp, rahatsız edilmekten kurtulmak için sıkıştırıyorsun. Kalp, iyilikte ve kötülükte, mükâfatta ve cezada, övgüde ve yergide nefse ortaktır.
Nefis, kulluktan kaçmak, Allah'a ve kullara karşı olan borçlarını ödememek ister. Kalp de, nefsin saltanatı arttığı zaman nefsin ortağı ve esiri olur. Aynı şekilde nefis de kalbin saltanatı arttığında onun ortağı ve esiri olur.
Allah'a hamd, dünyayı ve âhireti, gökleri ve yeri, bu ikisinin arasında ve içinde bulunan her şeyi doldurmuştur. Bütün kâinat O'nun hamdını konuşmakta ve O'nun hamdıyla konuşmaktadır. Yaratma ve emrin hepsi, hamddan hareketle meydana gelmekte ve onunla varlığını devam ettirmektedir. Varlık ve yokluk O'nun hamdıyladır. Hamd, var olan her şeyin var olma sebebi ve yö- neldiği amacıdır. O peygamberlerini hamd ile göndermiş; kitap- larını da hamd ile indirmiştir. Cennet, cennetliklere; cehennem de cehennemliklere hamd ile hazırlanmıştır. Aynı şekilde cennet ve cehennem, hamd ile var olmuştur.
Allah'a ancak hamd ile itaat edilmiş; yine O'na ancak hamd ile isyan edilmiştir. Hiçbir yaprak, O'na hamd etmeden dalın- dan yere düşmez. Kâinatta hiçbir zerre O'na hamd etmeden yerinden kımıldayamaz. Kullar O'na hamd etmeseler dahi O, zatından dolayı hamda lâyık olan ve hamd edilendir.