General! Memleketim mahvolurken ben dünyaya geldim. Beşiğimin çevresinde boğazlarında ölüm korkusunun düğümü bulunan ve ümitsiz gözyaşları döken erkekler vardı. Onlar ümitlerini kaybetmişlerdi. Boyun eğişlerinin mükafatı esaret oldu. Vatan hainleri kendilerini haklı çıkarmak için size iftiralar savurdular. Bunu okuduğum zaman kanım kaynamaya başladı ve bulutları dağıtmaya karar verdim. Şimdi, ortak davamıza ihanet eden herkesi utancın fırçasıyla karaya boyayacağım .
...Şu sırada karanlık düşüncelerim nereye yöneliyor? Ölüme. Ama yine de hayatın eşiğinde duruyorum ve pek haklı olarak uzun yıllar bu eşikten içeri giremeyeceğimi düşünüyorum.
...Vatandaşlarım, zincirlere vurulmuş olarak kendilerini ısıran eli öpüyorlar.
...matematik, tarih ve coğrafya...
Bunlar titiz bir zihinle gören göze ve boyunduruk altında yaşamış ırklara özgü ruh sertliğine çekici gelen konulardır.
Burada ıstırap çekeceğime Joseph ile birlikte Amerika da olsaydım kimse beni düşünmeyecek ve davam kaybedilmiş olacaktı. Belki on beş yıl daha yaşarım ama burada öleceğimi sanıyorum.-tabi Fransa beni çağırmazsa
Diktatörlük, gittikçe artan bir merhametsizlikle uygulamaya başlandıkça;Fransız halkının haleti ruhiyesi de o kadar karamsar ve sıkıntılı bir şekil almaktadır. Ülkenin en uzak köşelerinden gelen en küçük bir tenkit bile derhal yargılanıp mahkum edilmektedir. Fransa zindanlarında "İmparatordan nefret etmek", "acayip dini fikirlere sahip olmak" ve "özel mektuplarda hükumet aleyhine ifadeler kullanmak" gibi çeşitli suçlardan mahkeme karşısına çıkartılmamış yüzlerce,binlerce adam yatmaktadır.
Siyasi konularda bilgi vermek üzere "Halk Oyu Bürosu " gibi komik bir isimle,yeni bir basın bürosu kurulmuştur.