Bir doktor... Hastane sahibi, varlıklı, sevilen, sayılan birisi. Bir gün kendisine İstanbul'da bir ilçenin belediye başkanlığı teklif ediliyor ve bir anda kendini hiç bilmediği bir denizde dalgalarla boğuşurken buluyor. Siyasetin bize özgü incelikleriyle, cilveleriyle, hinlikleriyle, cinlikleriyle tanışıyor.
"Bu akşam da bilmem ne düğün salonundayım. Yemekli davet var. Her zamanki gibi çelengimizi önceden gönderdik, uygun saatte de yerimizi aldık… İçerisi çok kalabalık. İstanbul’da en çok sayıda kendilerinin olduğunu iddia eden bilmem nerelilerin dayanışma gecesi yapılıyor. Uzun masalara karşılıklı oturmuş, yemek yiyen, konuşan, öpüşen orta yaş ve üzerinde erkekler doldurmuş ortalığı. Kalın bıyıklı, koca kafalı bir yerel sanatçı sazıyla bir şeyler çalmış, sonra da ara vermiş, dinleniyor… Sahnedeki takım elbiseli, beyaz gömlekli, enine çizgili bordo kravatlı, kel kafalı, ortadan uzunca boylu, heyecanlı adam kim? Benim tabii ki."
Bu arada yazarı tanımayanlar için şöyle tarif edeyim: Hükümet Kadın filmindeki belediye başkanı Aziz'i canlandıran oyuncu.
İlginçtir, yazarın kendisi de bir doktor. Oyunculuğunu da düşünürsek kitabı yazarken pek zorlanmamıştır herhalde. Çok sıcak, samimi, nükteli, insanı kitaba çeken bir üslubu var.
Biraz rahatlamak isteyenlere tavsiye ediyorum. (Puanı: 7/10)