Goebbels düşüncelerini Hitler'e açtı. "Stalin ile er geç bir şey yapılıp yapılamayacağını Führer'e sordum. Hiçbir zaman, dedi... Führer İngilizlerle pazarlığa girişmenin Sovyetlerle pazarlığa girişmekten daha kolay olduğuna ve İngilizlerin günün birinde akıllarının başlarına geleceğine inanıyor ... Oysa ben Stalin'le daha iyi anlaşabileceğimiz kanısındayım. Çünkü Stalin Churchill'den daha pratik bir politikacıdır. Churchill -romantik bir serüvencidir. İnsan doğru dürüst konuşamaz onunla."
Halk, denizaltıların başlarına gelenleri pek bilmiyordu. Rusya'dan, Akdeniz'den ve İtalya'dan gelen haberler gittikçe kötüleşmekteydi ama eninde sonunda bunlar anayurttan binlerce kilometre uzaklardan gelen haberlerdi. Şimdi ise geceleri İngiliz, gündüzleri Amerikan uçaklarının attıkları bombalar Almanların yurdunu, çalıştıkları daireleri ve fabrikaları yerle bir etmeye başlamıştı. Hitler, bombalanmış hiçbir şehri gidip gezmedi. Bu görev dayanamayacağı kadar acı geliyordu ona. Goebbels buna çok üzülüyordu. Her gün yüzlerce mektup alıyor, bu mektuplarda "Führer'in hava bombardımanlarından yıkılan bölgeleri neden gezmediği, Goering'in neden ortaya çıkmadığı" soruluyordu.
Ruslar, cesur düşmanlarına teslim olmak için son bir fırsat daha verdiler. 24 Ocak günü Sovyet delegeleri Alman hatlarına yeni bir teklif getirdiler. Paulus, deli Führer'ine itaat ederek görevini yapmak mı ya da son kalan askerlerinin hayatını kurtarmak mı gerektiği üstünde bir türlü karar veremiyordu. Yeniden Hitler'e başvurdu. "(Ayın yirmi dördünde radyo ile şunu bildirdi) Askerlerin cephanesi ve yiyeceği kalmamıştır... Komuta zinciri kırılmış , etkisini kaybetmiştir.... Yiyecek bir şeyi, elbisesi ya da ilacı olmayan 18.000 yaralı vardır.... Savunmanın sürdürülmesi anlamsızdır. Çöküntüden kaçınılamaz. Ordu, geri kalan askerlerin hayatının kunanlması için teslime izin verilmesini istiyor." Hitler yine aynı cevabı verdi. "Teslim olmak yasaktır. Altıncı Ordu son adamına ve son dakikaya kadar mevzilerini tutacaktır. Bu kahramanca direnmesiyle bir savunma cephesinin kurulmasına ve Batı dünyasının kurtuluşuna unutulmayacak yardımlarda bulunmuş olacaktır." Batı dünyası! [)aha bir süre önce Fransa'da ve Fladers'da bu Batı dünyasına karşı çarpışmış olan Altıncı Ordu subayları bu koskoca acı dolmayı elbette yutmadı.