Neden Dersen... kitaplarını, Neden Dersen... sözleri ve alıntılarını, Neden Dersen... yazarlarını, Neden Dersen... yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aborjinler saat kullanmıyorlar mesela, saatin kaç olduğuyla ilgili bir merakları da olmuyor. Neden denildiğinde, bir şey değiştirmiyor ki saati bilmemiz; zamanı durdurmuyorsun, geri alamıyorsun, zamanı anlamak için bir nedenimiz yok diyorlar.
"Buluta dedim ki;
Çek git karartma havayı
Güneşe dedim ki;
Bat artık,kavurma tarlaları,git.
Doluya dedim ki;
Düşme üstüe üstüme,acıtma canımı,git.
Kara dedim ki;
Üşütme kimseyi,üşütme git.
Şimşeğe dedim ki;
Çakma,çünkü bir çok şey
çakma,bas git en iyisi.
Suya dedim ki;
Sen dur,sen gidemezsin!
Çünkü bunca kirliliği,dünyada
ancak sen temizlersin."
İLKE
"İlkelerin olacak.
Seni satın alamayacaklar.
Aptalların uydurduğu
Atasözlerine inanmayacaksın:
"Paranın satın alamayacağı yoktur"
"Herkesin fiyatı vardır"
gibi sözlere kanmayacaksın.
Onurunla
kimliğinle
ve beyninle
akıllı yaşayacaksın.
Üreteceksin
seveceksin
sevileceksin
inançlarının arkasında duracaksın
sevgilerin karşılıksız,
yardımların gizli olacak.
Seni attan,ottan ayrına özelliğin
farkına varacaksın.
Çünkü sen insansın
ve bunu yakaladığın gün
bembeyaz yaşayacaksın."
Cesurca yazılmış bir kitap. Müjdat GEZEN'in sivri diline bir kez daha şahit oldum. Zaman zaman kızdıracak, zaman zaman güldürecek anlatım tarzıyla keyifle okudum.
YouTube kitap kanalımda bu kitabın da içinde bulunduğu kitaplık turu videomu izleyebilirsiniz:
ytbe.one/a3ctaLux8B4
Neden Dersen kitabı bitti. Kitap otobiyografik ve distopik ögeleri içeren bir kitap diyebilirim. Aynı zamanda tamamı bir söyleşi olan kitap, Ka Kitap Yayınevi'nin sahibi Emrah Akkurt ile Müjdat Gezen'in arasında geçen bir söyleşi kitap haline getirilmiş.
Kitabın yarısına kadar ülkemizde geleceğimizden duyduğumuz çeşitli kaygılar ve mutsuzluklar irdelenmiş, Müjdat Gezen'in siyasi görüşlerine, arkadaşlıklarına, Atatürk ile ilgili düşüncelerine ve şu anki hükümetle olan çeşitli karşılaştırmalarına yer verilmiş.
Kitabın diğer yarısında ise Müjdat Gezen'in tiyatro anıları, tiyatro arkadaşlıkları ve bu arkadaşlıkların ölümlerinde hissettiği duygulara geniş olarak yer verilmiş. Bazı yerlerinde sanki böyle nostaljik, beyaz çiziklerle dolu bir film izliyormuşçasına bir hisse kapıldığım oldu. Müjdat Gezen'in kendisine bile anlatmadığı bazı anılarını ilk kez duyma fırsatı da buldum.
Tiyatroyla ilgilenen, sanatın hem toplum için hem de sanat için olduğunu düşünen birisi olarak kitabı beğendim.
Neden canhıraş bir şekilde sadece kendi doğrularının yaşam alanı bulabileceği, diğerlerinin tamamen bastırılabileceği bir saha yaratma gayreti içindeler? -Emrah Akkurt