Nedir Problem Dediğimiz? -Çatışmasız Yaşamak-Acının Sonu

Jiddu Krishnamurti

Nedir Problem Dediğimiz? -Çatışmasız Yaşamak-Acının Sonu Sözleri ve Alıntıları

Nedir Problem Dediğimiz? -Çatışmasız Yaşamak-Acının Sonu sözleri ve alıntılarını, Nedir Problem Dediğimiz? -Çatışmasız Yaşamak-Acının Sonu kitap alıntılarını, Nedir Problem Dediğimiz? -Çatışmasız Yaşamak-Acının Sonu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Sana psikolojik olarak yardım edeceğim" demek, ne kibirdir bu! Siz kimsiniz de bir başkasına psikolojik olarak yardım edeceksiniz?
Yüzeysel zihin bu acı sorununu çözemez, çünkü yapmaya çalıştığı, acıdan kaçınmaktır. Kolay ve anında bir cevapla acı olgusundan kaçar. Ciddi bir diş ağrınız varsa, bu bedensel ağrıdan kurtulmak istediğinizden, elbette hemen bir diş hekimine gidersiniz. Normal ve doğru bir karşılıktır bu. Ruhsal acıysa çok daha derin, çok daha inceliklidir; hiçbir hekim, hiçbir psikolog, hiçbir şey söküp atamaz onu içinizden. Yine de içgüdüsel tepkiniz bundan kaçmak olur. Radyoyu açar, televizyon seyreder, sinemaya gidersiniz. İster kilisede bir ayin isterse bir futbol maçı olsun, zihni oyalayan her çeşit faaliyet özünde aynıdır. Kendi mutsuzluğunuzdan, boşluğunuzdan kaçışın bir yolundan ibarettir bunlar. Dünyanın neresinde olursa olsun hepinizin yaptığı da bu; kendinizi unutmak için eğlencenin çeşitli biçimlerini kullanmak.
Reklam
Anlam Yoğunluğu
. Disiplin, baskı ve kontrol anlamına gelmez, bir kalıba ya da ideolojiye uyum sağlamak anlamına da gelmez; 'olan'ı gören ve 'olan'dan öğrenen bir zihin anlamına gelir. Böyle bir zihnin olağanüstü uyanık, farkında olması gerekir. Sıradan anlamda, 'kendini disipline etmek', kendini bir şeye göre disipline eden bir varlığın var olduğunu ima eder. İkici bir süreç var: Kendi kendime 'sabah erken kalkıp tembel olmamalıyım' veya 'kızmamalıyım' diyorum. Ebeveynlerin, toplumun, dini kuruluşların koyduğu disiplin, uyum anlamına gelir. İtaat üzerine kurulu bir yaşamdır; bir de tam tersi var: Uygunluğu inkar etmek ve istediğini yapmak. Uyum sağlamayan, taklit etmeyen, takip etmeyen ve itaat etmeyen, ancak kendi içinde son derece disiplinli sürekli öğrenme anlamında 'disiplinli' bir niteliği olan zihnin niteliğinin ortaya çıktığını görüyoruz. ...
. Hayatın sadece küçük bir kısmını değil, bütününü anlamalısınız. İşte bu yüzden okumalısın, bu yüzden gökyüzüne bakmalısın, bu yüzden şarkı söylemeli ve dans etmeli, şiirler yazmalı ve acı çekmeli ve anlamalısın, tüm bunlar hayattır. ...
"Açlık" sözcüğünü bilmekle gerçekten aç olmak iki çok farklı şeydir, değil mi? Aç olduğunuzda "yiyecek" sözcüğüyle doymazsınız. Yiyeceği, gerçeğini istersiniz. Oysa çoğumuz sözcükler, simgeler, fikirler ve bu kelimelere gösterdiğimiz tepkilerle yetiniyor, asla bütünüyle gerçekle birlikte olmuyoruz.
Reklam
Düşünme asla özgür olamaz; koşullanmamızın, geçmişimizin, kültürümüzün, ortamımızın, toplumsal, ekonomik, siyasal şartlarımızın sonucudur. Okuduğunuz kitaplar, uygulamalar, arka planınızda yapılanmıştır ve herhangi bir düşünce de bu arka planın sonucu olmak zorundadır.
Tek bir özgürlük vardır. Dinsel özgürlük. Başka da bir özgürlük yoktur. Sözüm ona refah içindeki ülkelerin bireye tanıdığı ekonomik, siyasal ve pek çok başka biçimler altındaki özgürlüğün özgürlük olmadığı ortadadır ve gözlemleyen herkesin açıkça görebileceği gibi, yalnızca artan karmaşa ve sefalete yol açar.
Acı anlaşılmaksızın bilgelik olamaz. Acının sona ermesi bilgeliğin de başlangıcıdır.
55 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.