...medeniyet namına işittiği bütün seslerden kaçarak,
yalnız bakışlarını gün batımının kasvetli manzarasına yönelterek,
orada dakikalarca kalbinin felaket iniltisiyle... ...
Mesela şimdi kendisi söz gelenimi Semih’i sevse yahut onunla bir münasebette bulunsa o evlilik kanunları be muhit kendisini hiç düşünmeyerek, muhakeme etmeyerek “Namussuz!” lakabını takacaklardı. Çünkü kanun kendisine yalnız kocasını sevmesini emrediyordu. Eğer sevmezse, eğer hıyanet ederse o zaman kanuna karşı hareket etmiş olacaktı. O zaman o muhit ve kanun kendisini hıyanette en iğrenç, çirkin, sefil bir namla, gizli bir lakapla cezalandıracaktı: Namussuz! Halbuki bu asla temizlenemez bir kir, silinemez bir lekeydi. Fakat bu doğru ve muhakkak mıydı? Mesela şimdi bir erkek faraza Haydar Nebil, kendisinden başka kadını, evlilik kanunlarına aykırı şekilde bir kadını sevseydi ve onunla münasebette bulunsaydı netice ne olacaktı? Yine erkek temiz, asude, pak, saf, lekesiz. Lakin niçin? Bir kadının bu husustaki hareketiyle, bir erkeğin hareketi arasında fark var mıydı?
Bir kadını muhafaza etmek, bir kadının emellerini, ihtiyaçlarını, arzularını tatmin etmek, adeta bir orduya kumanda etmek kadar müşküldür. Siz bunu pek kolay zannetmemelisiniz.
Natüralist yazarlarımızdan olan Selahattin Enis’in Neriman romanı hayli kırık dökük,çok hüzünlü yasak bir aşkı anlatır .Aşk ile mantık, toplum ile birey çatışmalarını işleyen roman psikolojik tahlillere dayalı yazılmıştır.
Semih Vecdi ve Neriman aşkı ilk önce itiraf edilemeyen, sevenlerin birbirlerinden gizledikleri bir aşktır.Ardından âşıkların hislerini dillendirdikleri yasak bir aşk olur.
Roman içindeki İstanbul betimlemelerine hayran kaldığımı belirtmek isterim.
“Bir erkek neyse bir kadın da aynı hisse, aynı kalbe sahip, aynı insan değil miydi? Evet! Demek her ikisi arasında bir fark yoktu. O halde nasıl bir erkek her hususta müstakil ve serbest ise kadın da aynı istiklal ve serbestliğe niçin sahip değildi? Niçin kendileri insan topluluğu arasında böyle aşağı, mahkum, sefil bir mevkide kalmıştı? Niçin erkeklerin her husustaki hareketleri, suçları, günahları mazur görülüyordu, kadınlar hemen o kirli, o lekeli namla nitelendiriliyordu, niçin?”
Selahattin enisin ilk kitabidir. Bu kitabi 17 yasinda yazmistir. Konusu semih vecdi ve neriman teyze cocuklaridir birbirini sevmektedirler .semih vecdinin babasi gorevi geregi baska yere gider asklari yarim kalir. Nerimanda bi baskasiyla evlenir. Semih vecdi 7 yil sonra tekrar istanbula gelir ve yanlarina gider.
Oh, bu mesut ve heyecanlı öpücükler. Artık şimdi yan yana oturmuşlar hayranlıkla ve kendilerinden geçmiş bir vaziyette ruhlarının karşılıklı samimi titreyişlerini dinliyorlardı.