Her insan görünüşü, seyretme sırasında bireysel bir tohumu harekete geçirir. Bu sayede görüş sonsuzdur, duyguyla birlikte tüketilip bitirilemez bir kuvvete bağlanmıştır ve bunun için de böylesine mutlak canlandırıcıdır. Kendimizi seyrederken kendi kendimizi canlandırırız.
(Her okuyucu bir filolog değil mi?) Genel sayılan, alışılmış manada bir okuma yoktur. Okumak özgür bir eylemdir. Neyi ve nasıl okumam gerektiğini bana hiç kimse belirleyemez.
Hayatımızın bütün yaşantıları, bizim içlerinden istediğimiz şeyleri yaptığımız malzemelerdir. Zeki olan, hayatından çok şeyler yapar. Her tanışma, her olay, o kimse için sonsuz bir dizinin birinci üyesi, sonsuz bir romanın başı olabilirdi.