Nur Heykelleri Gönderileri

Nur Heykelleri kitaplarını, Nur Heykelleri sözleri ve alıntılarını, Nur Heykelleri yazarlarını, Nur Heykelleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Adımın tarihini öğrendim vay anasını
İncil'in asıl İbranisinde Parkılıt denilmiş olduğundan bu kelime Arap dilinde Farkılıt olarak tahrir edilmiştir. İncil'in Yunancaya tercümesinde Paraklitos denilmektedir. Mukaddes kitabımızda İsa Peygamber, "Benden sonra gelecek Ahmet isminde bir peygamberin geleceğine müjdeci olarak gönderildim," buyuruyor. Yunanca Paraklitos teselli edici demektir, ki Türkçe'ye tercümesinde teselli edici olarak görülmektedir. Fakat Hindistan'ın yüksek ulemasından Rahmetullah-ı Hindî'nin İzrahü'l-Hak kitabında Farkılıt kelimesi hakkında pek derin tahkikatta bulunarak Yunanca tercümede Paraklitos teselli edici demek ise de Priklitos şeklinde telaffuz edilince aynen Ahmet manasına gelmektedir, ki Mukaddes kitabımıza tamamiyle mutabık olmaktadır. Keza Abidin Paşa merhum Mesnevi şerhinde Farkılıt kelimesi hakkında İbrani ve Yunanî telaffuzlarını inceleyerek Priklitos'un Ahmet demek olduğunu yazıyor.
Her veçhile iyilik ve fazilet erbabının arınmış ruhları Allah’ın civarında gözlerin görmediği ve kulakların işitmediği ve hiçbir kimsenin hatırına gelmiyen nimetlere nail olarak Nur deryalarına dalmış ve bitmez tükenmez lezzetlere ve ebedî saadetlere kavuşmuştur. Ebedî kurtuluşa eren bu zümre ilahi melekût âleminde demir iğnelerin mıknatısla çekildikleri gibi kutsal ruhaniyete doğru çekilirler. Allah’a yakınlık tacını başlarına geçirirler.
VEÇHİLE: "Bakımdan" anlamıyla kullanılmış. MELEKÛT: Melekler âlemi, zaman ve mekânla sınırlı olmayan, beş duyu ile idrak edilemeyen ruhlar, ilâhî kuvvetler ve mücerret varlıklar âlemiKitabı okudu
Reklam
Cisimler cisimlikte müşterek ve nurlanmakta ayrıdırlar. Nur cisimlere ârızdır. Cisimlerin nurluğu bunların zuhurudur. Arız olan nurun kıyamı gayriyle olup varlığı kendi nefsiyle olmadığından kendi zatiyle zâhir değildir. Kendi nefsiyle kaim olsaydı nur olurdu. Bizim ruhlarımız kendi zatlariyle zâhir olduklarından kendilikleriyle kaim nurlardır.
MÜŞTEREK: Birlikte, ortak. / ÂRIZ: Bulaşmış, musallat olmuş, sonradan ortaya çıkan. ZUHUR: Ortaya çıkma, belirme. KIYAM: Ayağa kalkmak, ayakta durmak, kalkışma, teşebbüs etme. GAYR: Başka kimse, başkası. ZAHİR: Açık, belli, kuşkusuz, şüphesiz. KAİM: Her zKitabı okudu
Kemali tam olmayan başkasına, nasıl kemal verebilir?
kemal: bilgi ve erdem bakımından yetkinlik, erginlik, olgunluk, eksiksizlikKitabı okudu
Bir olan şey kendi zatından müteessir olmaz.
müteessir olmak: etkilenmekKitabı okudu
İki şey arasında birbirinden ayırıcı bir farkın bulunmaması mümkün değildir. Farkın bulunmaması ikisinin bir olmasını istilzam eder.
istilzam: gerektirmeKitabı okudu
Reklam
26 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.