Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Odysseia Gönderileri

Odysseia kitaplarını, Odysseia sözleri ve alıntılarını, Odysseia yazarlarını, Odysseia yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ben Laerte’in oğlu Odysseus’um. Yurdum İthaka’dır… İnsana kendi yurdundan ve ana babasının yanından daha sıcak hiçbir yer olamaz. Yabancı bir ülkenin en zengin konağında yaşasa bile, insan gene uzaklardaki baba evini özler durur…
352 syf.
7/10 puan verdi
Destan normalde 21 bölümden oluşuyor fakat romanda 24 bölümden oluşmuştur ve her bölümde Odysseia’nın dönüş yolundaki maceraları ve döndükten sonraki faaliyetleri anlatılmaktadır. Roman destanın aksine Odyssesia’nın İthaka’dan ayrılışıyla değil, Odessa’nın oğlu Telemakhos’un tanrılar tarafından kanatları altına alınmasıyla başlıyor. Odysseia'nın yurdundan ayrılışının sebepleri romanda sonraları Odysseia'nın çeşitli ülkelerde krallara ve kraliçelere kendi ağzıyla anlatılmasıyla belirtiliyor. Romanı ister destan gibi okuyun ister normal bir roman gibi akıcı yönüyle ancak bu kadar iyi olabilir. Bazı yerlerde sıkıcı olabiliyor özellikle Odysseia başına gelen şeyleri birçok kez anlatıyor bu da okuyucunun sıkılmasına neden oluyor. Yine de çok kötü roman diyemem nitekim bu bir mitolojik roman bir destanın romanı bu kadarı da olacaktır. Antik Yunan kültürü ve Batı edebiyatının kaynaklarını incelemek isteyenlere (tabii destanın orijinalini okuması şartıyla) tavsiye edebilirim.
Odysseia
OdysseiaRobert Krugmann · Yurt Kitap Yayın · 2004230 okunma
Reklam
Çünkü insanlar ancak seviştikten sonra birbirlerini tanıyabilir ve birbirlerine koşulsuz güvenebilirler.
Sayfa 145 - Yty kitap yayınKitabı okudu
Tanrılar ona sağlık ve mutluluk verdiği sürece kendisini dünyanın en güçlü yaratığı gibi hisseder ve hiçbir şeyin kendisini deviremeyeceğini düşünür; sefaletin ne olduğunu aklına bile getirmez.
Sayfa 262Kitabı okudu
Bu dünyada yürüyen ve soluk alan yaratıklar arasında insan kadar acınası ve aptal bir başkası yoktur.
Sayfa 262Kitabı okudu
İşte yine aynı şey! Ölümlüler bir kez daha bizden şikayet ediyor, başlarına gelen tüm felaketlerin sorumluluğunu biz tanrıların üzerine yıkmak istiyorlar! Oysa bunun kaderle ne ilgisi var ki? Kendi aptallıkları yüzünden başlarını belaya sokmaları bizim suçumuz mu?
Reklam
Daha çok sayarım, Demodokos, seni tekmil ölümlülerden. Sanatı ya Musa öğretti sana, ya da Apollon. Ne güzel söyledin Akha'ların destanını, olduğu gibi, neler yaptıklarını ne güzel söyledin, nelere katlandıklarını, neler çektiklerini. Haydi şimdi geç başka bir konuya, şu tahta at olayını anlat şimdi bize, Athena'nm yardımıyla Epelos yapmıştı onu hani, getirmiş Akropolis'e dayamıştı tanrısal Odysseus da kurnazca, İiyon'u yıkacak adamlarla doluydu içi. Anlatabilir sen bunları, getirip bir biçimine, bundan böyle tekmil insanlara ben de diyeceğim ki: Tanrı sevdi onu, tanrısal bir şiir bağışladı ona. Odysseus'un da yiyordu içi içini, yanaklarını ıslatıyordu kirpiklerinden sızan yaşlar...
Anlat bana tanrıça, binbir düzenli yaman adamı, kutsal Troya'yı yerle bir etmişti hani, sonra sürünmüş durmuştu ordan oraya, ne çok yerler görmüş, ne çok insan tanımıştı, ne çok acı çekmişti denizlerde yüreği, kurtarayım derken kendi canını, yoldaşlarına dönüş yolunu açayım derken... Ama yine de kurtaramadı onları bir türlü, taşkınlıkları yüzünden hepsi yok oldu, Güneş tanrının sığırlarını yemiş budalalar, Yücelerin oğlu da kapatmış onların dönüş yolunu.
Odysseus'un karnına öfkeden kramplar giriyor,aklıyla duyguları arasında korkunç bir mücadele hüküm sürüyordu. Acaba şimdi üzerlerine saldırıp onları teker teker gebertse miydi, yoksa onları bir müddet daha yok mu saysaydı.
Bu dünyada yürüyen ve soluk alan yaratıklar arasında insan kadar acınası ve aptal bir başkası yoktur. Tanrılar ona sağlık ve mutluluk verdiği sürece kendisini dünyanın en güçlü yaratığı gibi hisseder ve hiçbir şeyin kendisini deviremeyeceğini düşünür ;sefaletin ne olduğunu aklına bile getirmez. Fakat tanrılar ansızın onun başına felaketler yağdırırlar. İnsan alçakgönüllü olmanın ne demek olduğunu ancak o zaman anlar, fakat iş işten geçmiştir. İnsan yaşamı havanın durumu gibidir;durumumuzun iyi ya da kötü olması sadece Zeus Baba'nın keyfine bağlıdır. Ben de bir zamanlar en yukarıdaydım;zengin ve kudretliydim.Bu yüzden de kibirli, hırslı ve zorba biri olmuştum. Nasıl olsa arkamda babam ve kardeşlerim var diye düşünerek aklıma gelen her şeyi yapıyordum. Fakat gördüğün gibi bu büyük bir yanılgı imiş.
Reklam
Gür naralı Menelaos ona şöyle cevap verdi :"Sevgili Telemakhos, gerçekten gitmek istiyorsan sana engel olmam. İyi bir ev sahibi ölçüyü asla kaçırmamalıdır ; konuklarına karşı ne kaba ve sert olmalı ne de onlara abartılı bir dostlukla yaklaşmalıdır. Her işin orta yolu en iyisidir!Konuğa artık istenmediğini belli eden de birdir, gitmek isteyen konuğu neredeyse zorla alıkoyanda. Konuk kalmak istiyorsa ona kibar davran, yok eğer gitmek istiyorsa ona engel olma.
"Tanrılar böyledir işte! Gelecek kuşaklara destan konusu olsun diye, insanların arasına nifak ve kıyım sokarlar. Troya savaşında yakın bir akraban mı öldü? Yoksa ölen soylu bir damadın ya da kayınbaban, kan bağı olmaksızın sana en yakın olan bir insan mıydı? Ya da çok değer verdiğin bir yoldaşın? Çünkü iyi anlaştığın bir arkadaş, sana bir kardeşten bile yakın olabilir. "
Yaktın bizi Athena!
"Ey Zeus Baba ve siz diğer ölümsüzler! Bundan sonra ölümlülere bir kral tayin edeceğimiz zaman, onun merhametli, iyiliksever ve adil biri olmamasına özen göstermeliyiz. Evet onlar gerçekten de katı yürekli ve zalim despotları hak ettiler!" dedi Pallas Athena.
Bunun üzerine ışıldayan gözlü Tanrıça Athena şöyle cevap verdi: "Telemakhos, her zaman bu kadar çok sorun yaratmak zorunda mısın!Sürekli kaygılanıyorsun. Sen hele bir konuşmaya başla, tanrılar nasıl olsa sana yardım eder. Senin ölümsüzlerin rızası olmadan doğmuş bir insan olduğunu hiç sanmıyorum doğrusu! "
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.