Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Oğuz Atay Kitabı

Sibel Atagün

Oğuz Atay Kitabı Gönderileri

Oğuz Atay Kitabı kitaplarını, Oğuz Atay Kitabı sözleri ve alıntılarını, Oğuz Atay Kitabı yazarlarını, Oğuz Atay Kitabı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler, ağzına dolar insanın, susarsan acıtır , konuşursan kanatır..."
Çok şey vardı anlatılacak. O yüzden sustum. Birini söylesem diğeri yarım kalacaktı. Sen duydun mu sustuklarımı?"
Reklam
Çok şey vardı anlatılacak. O yüzden sustum. Birini söylesem diğeri yarım kalacaktı. Sen duydun mu sustuklarımı?"
"Gömleğin tüm düğmelerini yanlış iliklemek gibidir, bazı insanları sevmek. En başından beri yanlış yaptığını, sonuna gelmeden anlayamıyorsun."
“İfade edemediğim bir eksiklik hissi var içimde, sanki hersey başka türlü olabilirdi.”
İyi geçinmek, iki kişinin kusursuz olmasıyla değil, birbirlerinin kusurlarını hoş görmesiyle olur.
Reklam
Oğuzcuğum Ataycığım...
"13 Aralık 1977 Atay'ın yeryüzündeki oyununa veda ettiği gün. Selim Işık'ın korktuğu gibi soğuk bir kış gününde oyundan ayrılır Atay."
Sayfa 116Kitabı okudu
"Yaşamı haddinden fazla ciddiye almıştır Oğuz Atay. İnsanları, insanların söylediklerine, söylemediklerine haddinden fazla içerlemiştir. Tehlikeli Oyunlar'da dediği gibi, mantık denen bir zehirle zehirlenmiş ve canın cehenneme diyememiştir hiçbir zaman."
Sayfa 114Kitabı okudu
Barlas Özarıkça, Atay hk:
"Çevresindeki insanlar, yaptıklarını yok sayarak onu hasta ettiler. Buna yakın çevresindeki kimi edebiyatçılar da dahil. Biz kimi insanların bizim çok üstümüzde olduğunu kabul etmiyoruz. Onlara öfke duyuyoruz, onları yok etmeye çalışıyoruz. Yok ettikten sonra da onları birer kült haline getiriyoruz."
Sayfa 111Kitabı okudu
Günlük'ten:
"Bana istisnasız herkes kızıyor; kafalarındaki 'ben'i bozduğum için. Ben onların hayallerinde tutarlıyım. Yaşarken bu iki tutarlığın da dışındayım. Her şeyle sırasında alay ettiğim halde kendimi gülünç durumlarda buluyorum. Bu durumlar geçtikten sonra kendimle de alay ediyorum. Yalnız, artık hissediyorum ki, bunun sonu yok. Saatlerce hiçbir şey yapmadan evde oturuyorum; sonra, tam çıkarken, evde kalsaydım bir şeyler yapabilirdim gibi hissediyorum. Galiba hep acele ettim. 10 Şubat 1974"
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
Yazmak, anlaşılmak...
"Yaşamı boyunca anlaşılamamak ya da yanlış anlaşılmakendişesini taşıyan Atay için yazmak, bir kendini anlatma eylemiydi. Söylediklerinin anlaşılmamasından bu denli üzülen Oğuz Atay'ın yazdıklarının da ilgi görmemesi ya da anlaşılmaması onu derinden üzüyordu. Onu heyecanlandıran şeylerin başında gelen güzel yemek yemek üzerinekuzeni Füruzan Düzkan'a söylediği; "Hayatta iki şeyi çok sevdim: Birincisi düşünmek ve yazmak, ikincisi ise zevkli bir yemek yemek. Birincisine kafamdaki ur, ikincisine de ilaçların neden olduğu ülser engel." Sözleri, Atay'ın hayatında düşünme-düşünememenin önemini de gösterir niteliktedir.
Sayfa 102Kitabı okudu
Fikriye Hanım'ın (eski eş) gözünden Atay:
"O bambaşka bir insandı. Şimdi size anlatacaklarım kendime ait düşüncelerimdir. Asla onu değerlendirmeye dönük değildir. Hem ben bu işin uzmanı değilim. Bizim kuşağımız onu anlamadı, anlayamadı. O, elli, belki de yüz yıl sonra anlaşılacak biridir. Onu okuyan arkadaşlarım da aynı şeyi söylerler... Oğuz, farklı biriydi. Çok özenli, saygılıydı, içe kapanıktı evet, evet."
Korkuyu beklerken:
"Ben, burada gizli bir mezhebin kurbanı olarak bir saksı çiçeği gibi kuruyup gidiyorum. Ben, çiçeklere bakmasını bilmediğim gibi kendime bakmasını da bilmiyorum. Ben, yalnızlığı istemekle suçlanıp yalnızlığa mahkum edildim. Bu karara bütün gücümle muhalefet ediyorum. Ben yalnızlığa dayanamıyorum, ben insanların arasında olmak istiyorum. İnsanların düşmanlara da ihtiyacı vardır."
Korkuyu Beklerken- Beyaz Mantolu Adam:
Beyaz Mantolu Adam'ın ilham kaynağı Atay'ın çevresinin söylediğine göre Çiçek Pasajı'nda kemer satan bir adamdır. "Saçı sakalı birbirine karışmış yarı meczup bir adamdır bu. Çiçek Pasajı'na her gelişlerinde meyhanelerin kalabalık / gürültülü dünyasının ortasında, koluna astığı kemerlerle hiçbir canlılık belirtisi göstermeksizin bir portmanto askılığı gibi orada öyle dikilip duran bu adam Atay'ın çok ilgisini çekiyordur... Öykünün odağındaki, beyaz mantoyla dolaşan adam ise bir tutunamayan logosudur." Kitabın ikinci hikâyesi Unutulan; eski kocasını tavan
Romandaki ve Günlük'teki Bilge:
"Bir kadın daha. Toplumun sağduyusu ve Batıya yakın. Gene de mahalli. Tutucu. Ev kadını gerçekten. Kitabın tek gerçeklere yakın kahramanı. Adı: Bilge." Bilge romanda felsefe okumuş bir kadın olarak karşımıza çıkar. Yine de Hikmet tarafından bilgisiz bulunup hor görülür. Günlük'te tasarlanan ev hanımı portresinin aksine, romandaki Bilge, çalışan bir kadındır. Tehlikeli Oyunlar'da Bilge, Hikmet'in eşi Sevgi'den farklı bir konumdadır, eğitimlidir; felsefe fakültesini bitirmiştir, çalışıyordur. Fakat tüm bunlara rağmen o da gerçek bir tutunamayan olmadığı için, tutunamayanları ve onların tehlikeli oyunlarını anlayamaz.
799 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.