Elini narince yarım avuç toprakla doldurup havada yarım ay çizerek savurdu. " Her kum tanesi... Ve siz çocuklar, her şey birbirine görünmez iplerle bağlı. Birinin hareketi ya da hareketsizliği bir diğerini etkiliyor. Ormanın ruhu bu. Orman onları, onlar ormanı besliyor. İnsanlar toprak olduğunda kök salar ve ruha karışır. Artık yüce ruha aittir. Göz her şeyi görmez ama..." Sağ yumruğunu kalbine götürüp açtı. " Ama hissedersiniz ve benim tatlı perilerim çocuk şehrine bırakılan çocukların gözünden akan her damla yaş yeşilin her tonundan yaprağa, dudaklarına yerleşen her gülücük alından, morundan, turuncusundan rengârenk çiçeklere dönüşür."