Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muhtasaru Tezkireti'l-Kurtubi

Ölüm Kıyamet Ahiret ve Ahirzaman Alametleri

İmam-ı Şarani

Ölüm Kıyamet Ahiret ve Ahirzaman Alametleri Gönderileri

Ölüm Kıyamet Ahiret ve Ahirzaman Alametleri kitaplarını, Ölüm Kıyamet Ahiret ve Ahirzaman Alametleri sözleri ve alıntılarını, Ölüm Kıyamet Ahiret ve Ahirzaman Alametleri yazarlarını, Ölüm Kıyamet Ahiret ve Ahirzaman Alametleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İmam Gazali (r.a.) der ki: "Kabirdeki sual hususunda insanların halleri değişik olur. İnsanların kimi birtakım şeylerden sorulur. Kimi de azap hususunda insanların halleri değişik olduğu gibi diğer başka bir kısım şeylerden sorulur. İnsanlardan kimi de var ki, (kötü) amelleri bir köpek suretine çevrilir ve kıyamet kopuncaya kadar ön dişleriyle ısırarak sahibine işkence yapar, durur. Bu zümre Hariciler fırkasıdır.
Sayfa 116 - Bedir Yayınları
İmam Gazâli zikretti ki: Abdullah bin Mes'ud (r.a.) şöyle derdi: - Ben Resûlüllah'tan (s.a.v.), ölü kabrine girdiği zaman ilk karşılaşacağı şey nedir? diye sordum. Allah'ın Resûlü - Ey İbni Mes'ud, senden önce hiçbir kimse bana bundan sormamıştır. (Kabrine girdiği zaman) ilk olarak ölüye mezarlar arasında dolaşıp araştırma yapan ve Rü'man adındaki bir melek nida ederek: - Ey Allah'ın kulu, amelini yaz, der. Kul: - Yanımda divit (kalem), kâğıt yok ki, der. Melek: - Heyhat, kâğıdın kefenindir, tükürüğün mürekkebindir, parmağın da kalemindir, der ve kefeninden bir parça keser. Sonra o kul dünyada yazı yazmayı bilmese bile (amellerini) yazmaya başlar. Sırada, tek bir günde (olduğu) gibi sevapları ile günahlarını hatırlayıp yazdıktan sonra melek o parçayı dürüp büker ve ölünün boynuna asar, buyurdu. Sonra Allah'ın Resûlü: - Her insanın amelini kendi boynuna dolayıp astık, meâlindeki âyeti okudu.
Sayfa 112 - Bedir Yayınları
Reklam
Ebu Süleyman ed-Dârâni: “Allah'ım, kabir içindeki yalnızlık ve gariplik halimde bana yoldaş ol.”
Sayfa 109 - Bedir Yayınları
Atâ el-Horasani'nin (r.a.) şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Yüce ve azamet sahibi olan Rab (yani Allah) kuluna en çok merhametli davrandığı zaman, kulunun kabrine girip etrafından ev halkı ile komşuları ve tanıdıkları ayrılıp gittikleri vakittir.”
Sayfa 109 - Bedir Yayınları
Abdullah oğlu Mutarrif şöyle derdi: “Ölüm zamanımı bilseydim, aklımın başımdan gitmesinden muhakkak endişe ederdim. Fakat Allah Teâlâ kullarının iyi yaşamaları için bazı zamanlarda onların gafil olmalarını kendilerine ihsan buyurmuştur. Eğer bu gaflet olmasaydı insanlar sıhhat ve afiyetle yaşayamazlardı, aralarında pazarlar ve çarşılar kurulamazdı.”
Sayfa 109 - Bedir Yayınları
Ölüme karşı gafletin hikmeti
Hasan-ı Basri (r.a.) şöyle derdi: “Gaflet ile ümid insan oğlu üzerinde iki büyük nimettir. Eğer onlar olmasaydı Müslümanlar yolda yürüyemezlerdi, geçim erbabının kazanç sebepleri iptal olur ve bu da geçim işleriyle meşgul olacak kimsenin bulunmaması dolayısıyla büyük zararlara sebep olurdu.”
Sayfa 108 - Bedir Yayınları
Reklam
Merfu olarak rivayet edilen bir hadiste şöyle buyurulmuştur: — Biriniz öldüğü zaman ve (defni sırasında) üzerini toprakla düzelttiğiniz zaman, herhangi biriniz kabrinin başı hizasının karşısın- da ayakta dursun, sonra: — Ey filanca hanımın oğlu (veya kızı) filanca diye hitap etsin. Çünkü o (ölü bu sesi) işitir, fakat cevap veremez. Sonra ikinci
Sayfa 107 - Bedir Yayınları
Hafız Ebu Nuaym (r.a.) şöyle dedi: - Ölüyü defnettikten sonra, bir insan ölünün yüzüne doğru doğru dönerek onun (kelime-i Tevhid üzere) sebat etmesi için dua etmesi olur ki, dua eden zat şöyle dua eder: Allah'ım bu senin kulundur. Sen onu bizden daha iyi bilirsin. Biz onun hakkında ancak hayır biliyoruz. Sen şimdi ona sual sorman için oturtmuş vaziyettesin. Şu halde Allah'ım biz senden, onu dün- yada sebat ettirdiğin gibi âhirette de kendisini sabit olan (kelime-i Tevhid) sözü ile sebat ettirmeni istiyoruz. Allah'ım ona merhamet eyle, onu Peygamberin Muhammed'in (Mustafa) (s.a.v.) cemaatına ilhak eyle, ondan sonra da bizim yolumuzu saptırma ve bizi sevabından mahrum eyleme.
Sayfa 105 - Bedir Yayınları
Süfyân-ı Sevri (r.a.): Ölüye (kabrinde) Rabbin kimdir? diye sorulduğu zaman şeytan (özel) suretinde gözükür ve kendisine işaret ederek: Muhakkak senin Rabbin benim der, derdi. İlim adamları: İşte bundan dolayı, halk ölünün üzerine lahdin düzeltilmesine -yani kabrin üzerindeki toprakların tesviyesine- başladıkları zaman Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz: “Allah'ım sen bu zatı (ölüyü) şeytandan, kabir azabından kurtar. Kabir suali sırasında onun konuşmasını sağlayıp sebat ettir ve ruhuna sema kapılarını aç,” diye dua ederdi. Eğer orada şeytan bulunmasaydı Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz ölünün şeytandan kurtulması için dua etmezdi, dediler.
Sayfa 104 - Bedir Yayınları
Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz'in şöyle buyurduğunu Abdullah bin Sihhir'in oğlu Yezid (ra) rivayet etmiştir: “Her kim vefat ettiği hastalığında Kul hüvellahü Ehad süresini ekursa kabrinde sual sorulmaz, kabir sıkmasından emin olur ve kı- yamet günü surat köprüsünden geçirip cennete varıncaya kadar melekler onu ellerinde taşırlar..”
Sayfa 103 - Bedir Yayınları
41 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.