Bense pencereden dışarıya bakıyor, aklımdan yüzlerce şey geçiriyordum. Sayfaları peşpeşe çevirdiğinde canlı filmmiş gibi gelen kitaplardan biriydi sanki beynim.
Sizin için yalnızca iyi anıları olan kişiler pek yoktur. İyinin yanında hep kötü olagelmiştir. Kötüyü hatırlamasanız bile orada olduğunu bilirsiniz. Soğuk bir limonatayı büyük keyifle yudumlamaya başlarsınız. Sonra ne göresiniz: şeker yerine kum koymamışlar mı içine?
Hayatımda bir kere olsun en iyisini yaşamak istiyordum. Ne kadar tedirgin olursam olayım, "en iyi" denen şeyin ne olduğunu görmek , tatmak, yaşamak istiyordum.
Kitaplarda her şey var. Anlamlı, bilgece ve güzel ne varsa, şu ya da bu zamanda biri yazmış, kâğıda dökmüştür. Bütün bu güzellikleri görmezlikten gelebilmesi için insanın küstah ya da deli olması gerekir. Kim isteyebilir bunu? İnsan okudukça yaşadığını daha iyi anlar. Varlığından habersiz olduğu şeylere hayat vermek için okur. Beynindeki her kıvrımın, her hücrenin bir ödevi, bir potansiyeli var. Uyarılmak için küçük bir çaba göstermeni bekliyorlar. Bütün bunlar kitaplarda yazılı. Her şey var onlarda. Yeter ki nerede olduğunu bilesin, arayasın. Okumak hayattan kaçmak değildir. Tam aksine! Hayatın ta kendisidir! Hayatın yaratıcısıdır!