Önsöz
“Yaşlanıyor olmasının getirdiği tedirginlik ve kaygı ile şimdiye kadar yaşadığı hayatını, düşünce ve inançlarını sorgulamaya başlayan hikâye kahramanı, zihni ile giriştiği gelgitli çatışma sonucunda kendine dair bazı gerçekleri kabullenmek durumunda kalır. Bugüne kadar kendince dürüst, gururlu, dik kafalı, herkese tepeden bakan, makam düşkünü ve inançlarından ödün vermeyen bir hayat yaşamıştır. Bu kişiliği aslında bir “kaybedişin” öyküsüdür. Zira yalnızdır. Yaşlanmış olmak ona bunu öğretmiştir. Sonuç; o aslında iyi bir hayat yaşamamıştır ve yaşamda kaybetmiştir. Oysa hep kazanmaya adanmış olan ruhu bunu kabul edemez. Kazanma duygusunu yeniden nasıl elde edecektir? Tabii ki herkes- ten daha güzel ve anlamlı bir ölümle. Ancak böylece duru- mu eşitleyebilecektir. Hayatta kaybetti ise ölümde kazanacaktır. Herkesten daha iyi ölmelidir, iyi bir ölüm planlar. Ama bu planında da başarılı mıdır acaba? Bu kez de beklemediği başka bir ölüm oyunu bozacak ve onun yine kaybetmesine neden olacaktır. Ölüm fikrinden vazgeçecektir. Bu sefer de daha iyi ölen bir kişi olma yolundaki savaşını kaybetmiştir. Ancak bu kez daha önce kaybettiğini sandığı haya- tını, yani mutlu ve anlamlı yaşamayı kazanmıştır< Ölüm Sanatı, Nicat Madatli’den etkileyici bir psikolojik kesit öyküsüdür.”
Akın Ekici
-
Nicat Madatlı, "Ölüm Sanatı"nda, herkesin en büyük korkusu, ölüm konusuna, iyimser gerçekçi bir mizah ile yaklaşmış. Bu kaçınılmaz durumun, korku endişeleri ile yaşamak yerine, yaşama sanatına daha çok tutunmamıza ve kendimize verdiğimiz değer ölçüsünde, hem mutlu, hem üretken hem de başarılı olabileceğimizi bize düşündürmek istiyor bence. Çünkü Nicat Madatli dünyaya SANATAEVET düşüncesi ve vizyonu ile bakıyor.
Tamer Levent
