Issız bir ormanın ortasında, suyundan içene ölümsüzlük vaat eden bir pınar... Bu pınarın suyundan içerek ölümsüzlüğe kavuşan, ama nedense ölümsüz olmaktan pek hoşnut olmayan bir aile...
Ölümsüz aile bir çocuk kitabı; hem de öyle güzel bir çocuk kitabı ki yetişkinlere bile öğretecek pek çok şeyi var! Az çok anlaşılabileceği üzere, çocuklara doğum-yaşam-ölüm sürecinin aslında insan doğasına çok uygun ve doğal bir döngü olduğunu anlatan bu kitap, küçük yaştaki okuyucularımızın zevkle okuyabilmesi adına sade, akıcı ve olaya yönelik. Edebi bir nitelik taşımıyor ve betimlemeler oldukça zahmetsiz. Peki bir yetişkin böyle bir kitaptan zevk alabilir mi? Elbette! Aslında ben fazlasıyla sevdim bile diyebilirim! Kendimi bildim bileli, hangi yaşta olursam olayım, özellikle de günlük yaşamın içerisinde yeşeren masallara çok düşkün bir yapım olduğundan belki de... Kahramanımızın sıradan yaşamından fantastik bir karşılaşmayla koparılıp bambaşka bir gerçekliğe götürüldüğü kurgular benim için baş tacıdır. Masallardan yola çıkarak bir arketip halini alan bu giriş şekli şüphesiz hala Edebiyat’ın temel taşlarından biridir. Her zaman zevk verir, insanı baştan çıkaran bir güzelliği vardır.
Ölümsüz Aile’yi okumak da bu yüzden zevkli bir serüvendi. Olması gerektiği gibi başladı, ilerledi ve bitti. Anlatımı çok çok güzeldi. Eğer Çocuk Edebiyatı’na da ilgi duyuyorsanız zaten seve seve okuyacağınız bir eser olacağına eminim. İçindeki çocuğu daima canlı tutan herkese uygun, tatlı mı tatlı, fantastik ve büyüleyici bir kurgu!