Önce Tevhid
Nâsır el-UmerEn Eski Önce Tevhid Gönderileri
En Eski Önce Tevhid kitaplarını, en eski Önce Tevhid sözleri ve alıntılarını, en eski Önce Tevhid yazarlarını, en eski Önce Tevhid yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tevhid: Allah’ı kendi haklarıyla
başkalarından ayırmaktır/birlemektir.
Allah’ın hakları üçtür,
1- Hükümranlık hakları
2- İbadet hakları
3- İsim ve sıfat hakları
Allah kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını (günahları) dilediği kimse için bağışlar. Allah’a ortak koşan kimse büyük bir günah ile iftira etmiş olur.
NİSA-48
Tevhid, imandır, kim Allah’ı birlerse en büyük korku gününde eman (güvenlik) içinde olacaktır.
Kelime-i Tevhid “LA İLAHE İLLALLAH” tır. Bu kelimenin sahibine ancak şartları gerçekleştiği zaman faydası olur.
İbn’ul Kayyim Ra şöyle dedi:
Bütün peygamberler “İyyake na’budu ve iyyake nestein (yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz. Fatiha-5) ayetine çağırdılar.
Onların hepsi birincisinden sonuncusuna kadar, Allah’ı birlemeye ve sadece O’na ibadet etmeye çağırdılar.
Nuh As dedi ki:
“Allah’a ibadet edin, sizin ondan başka
tanrınız yoktur.” A’raf -59
Hud, Salih, Şuayb ve İbrahim peygamberler de aynı şeyi söylediler.
Bazı davetçilerin ve İslami cemaatlerin metotları incelendiği zaman tevhidin bölümlerinden birine önem verip diğerlerini ihmal ettiklerini görürsün. Bazıları işi öyle bir noktaya götürmüşlerdir ki tevhidin bazı bölümlerini tevhidden çıkarmışlar ve onlara itibar etmemişlerdir. Bazan da yanılmışlar veya tevhide ait birtakım meselelere önem verenleri, bunların tevhidten olmadığını zannederek bid’atçılıkla suçlamışlardır.
Bunun sebebi tevhidi bazı çeşitleriyle sınırlayıp diğerlerine itibar etmemektir.
Müslümanların pek çoğunun durumu dikkatlice incelendiğinde onların bilme ve tanıma noktasında bir kusurlarının olmadığı
görülür. Onların pek çoğunun tevhidi bölümleriyle ve ayrıntılarıyla bildiklerini görebilirsin. Fakat onların bu bilgiden vicdani olarak ne kadar etkilendiklerini araştırdığımızda bunun herhangi bir izine rastlayamayız veya bilgisi ve marifetiyle uygun olmayan zayıf bir etki görebiliriz.
Amel ve uygulama aşamasına geçtiğimiz zaman büyük eksiklikler, ilmi ile ameli arasında farklar olduğunu fark ederiz. İsrailoğulları nın durumu da böyle idi. Onların geniş bilgileri vardı, fakat bu bilgileri onları etkilemiyordu ve amel etmiyorlardı.
Sana Allah ve Rasulünü sevdiğini, hatta kendisindeki Allah ve Peygamber sevgisinin bütün sevgilerden üstün olduğunu söylemeyen bir tek müslüman yoktur.
Fakat onun tavır ve hareketlerine, muamelelerine ve hayatına bak, bunu doğrulayan hiçbir şey bulamazsın. O nefsinin ve şehvetinin sevgisini Allah sevgisine ve O’nun emrine tercih eder.
Bu sebeple Allah teala bu problemi, düşünce ile hal ve hareketler arasındaki bu eksikliği ortadan kaldıracak ayetini göndermiş ve şöyle buyurmuştur:
(Ey Rasulüm!) De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.” Al-i İmran -31
Kötülüklerin yayılması ve yaygınlaşmasının en önemli sebeplerinden birisi de tevhidin anlaşılmasında insanların zaafa düşmeleri ve masiyetleri helal görme tehlikesidir.
Eğer bunu bilmiş olsalardı, kötü bir akıbetin habercisi olan bu kötülükleri ve trajedileri asla görmezdik.
Tevhid düşmanlarına buğzetmek onlardan ayrılmayı, uzak durmayı, onların hilelerini açığa çıkarmayı ve onların iddialarını çürütmeyi gerektirir.
...Bazı müslümanların hayatındaki olumsuz görüntülerin pek çoğunu izah edebiliriz. Onlarında bilme ve tanıma noktasında eksikleri yoktur, fakat bu bilgiden etkilenme ve uygulama\ amel etme yönünden kusurludurlar.
Ey kardeşlerim!
Dininizin aslına, Allah'ın dinine sarılın. O dinin başlangıcı,sonu ve başı"LA İLAHE İLLALLAH"a şahitlik etmektir. Bunun manasını öğrenin,onu sevin,onun ehlini sevin...
Sayfa 122Kitabı okudu