Şatolar - Tüccarlar - Şairler

Ortaçağ 3

Umberto Eco

Ortaçağ 3 Quotes

You can find Ortaçağ 3 quotes, Ortaçağ 3 book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Kubilay Han döneminde Çin'de yürütülen ticari faaliyetlerden söz etmişken, Venedikli tüccar Marco Polo'nun (1254-1324)1275'te Pekin'e ulaştığını da belirtmek gerekir; Marco Polo'nun yolculuğu bu bağlamda son derece önemlidir. Daha önce Hanbalık'a gitmiş olan babası ve amcası ile beraber 1271 yılında Venedik'ten yola çıkan Marco Polo, Anadolu platosu, Ermenistan dağları ve İran platosu yoluyla Basra Körfezinde Hürmüz'e ulaşır ve deniz yoluyla Asya'ya gitmeye çalışır. Ancak deniz yolunun fazlasıyla tehlikeli olduğu anlaşılır ve Marco, Matteo ve Niccolö Polo kara yoluyla Asya'ya ulaşmaya karar verir. Kuzeye, Horasan'a doğru yol aldıktan sonra doğuya dönerek Çin Seddi'ni geçerler; Hoang-ho Vadisine girdikten sonra Kubilay Han'ın yazlık ikameti olan Shangtu'ya ulaşırlar.
Alfa YayınlarıKitabı okudu
Ülke içi mücadeleler ve krallar, asiller ve Hristiyan ruhban sınıfı arasındaki ihtilaflarla dolu bir ortamda monarşinin giderek güçlendiği İskandinav ülkeleri evlilik ittifakları ve Kalmar anayasal sözleşmesi(1397) yoluyla Danimarka'nın hakimiyeti altında siyasal ve ekonomik birlik elde ederler.
Alfa YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Fransızlardan oluşan kardinaller meclisi 1378'de İtalyan olan VI. Urbanus'u (y. 1320-1389) muhtemelen Roma halkının baskısıyla papa ilan eder, ama beş ay sonra papalığını iptal edip Fransız VII. Clemens'i (1342-1394, 1378'den itibaren antipapa) papalığa getirerek, Roma'da bir papa, Avignon'da ayrı bir papanın olduğu ciddi bir bölünmeye neden olur, hatta bir ara aynı anda üç farklı papa birden söz konusudur ve bu durumun çeşitli olaylardan sonra düzelmesi 1449 yılını bulur. Zaten Bavyeralı Ludwig'in Roma asilleri tarafından imparator ilan edilmesi ve 1347'de Cola Di Rienzo'nun (y. 1313-1354) kısa süreli Roma Cumhuriyetini kurması, papalığın Roma üzerindeki gücünün bile zayıfladığına işaret eder. Papalık otoritesinin yeniden güçlendirilmesi ileride, Colonna ve Orsini aileleri arasında aracılık yapan ve Aegidiane Constitutiones [Aegidius'un Anayasası] yoluyla papalık devletini 1816 yılına kadar düzene oturmasını sağlayan Kardinal Aegidius Albornoz tarafından gerçekleştirilecektir.
Alfa YayınlarıKitabı okudu
Ortaçağda kısa anlatım biçimleri Avrupa'daki kurmaca dünyalarının ayrıntılı haritasını çizmemize yardımcı olur. İtalyan halk dilindeki hikaye biçimi heterojen bir anlatım bütününden ortaya çıkar; bu bütün, sözlü olarak aktarılmış ve zaman içinde, hem temaların çeşitliliğine hem de özellikle Akdeniz'e kıyısı olan iki büyük uygarlık -Arap-Müslüman ve Hristiyan uygarlıkları- arasındaki sınırların ne kadar geçirgen olduğuna tanıklık eden yazılı bir geleneğe dönüşmüştür. Akdeniz engin coğrafi hayal gücünün diyarı olan Doğu ile Batı arasındaki başkahramandır ve insanlığın sayısız hikayesinin Avrupa'ya ulaşmasına imkan tanır.
Alfa YayınlarıKitabı okudu
XI ile XIII. yüzyıllar arasında aralıksız olarak büyüme gösteren nüfusla, üretim ve tüketim alanlarının dinamiği xıv. yüzyıldan itibaren tamamıyla tersine döner: Üretim sisteminin yapısal sınırları, iklim şartlarının zorlaşması, kıtlık ve salgınların yaygınlaşması, depremler, savaşlar ve isyanlar bu dönemin kritik niteliğine katkıda bulunur; ancak yine de bu dönem içerisinde uzun vadeli bir yapılandırma sürecinin belirtileri de görülmeye devam eder.
Alfa YayınlarıKitabı okudu
Ortaçağ Engizisyonu, Katharlar başta olmak üzere, sapkınlıkların gelişimi sonucunda ortaya çıkar. Kilise öncelikli görevinin sapkınlığı bastırmak olduğuna karar verir; sivil iktidar da kararlaştırılan hükümleri yerine getirmelidir, yoksa meşruiyetini kaybeder. XIII. yüzyıl başlarında sapkınlar şeytanın temsilcileri haline gelir. 1230'lu yıllarda ortaya çıkan Papalık Engizisyonu büyük ölçüde Dominikan tarikatına emanet edilir. Papalık daha sonra engizisyon faaliyetleri için giderek daha kesin normlar yayınlar.
Alfa YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kralların liderlik ettiği bir önceki Haçlı Seferinin başarısızlığa uğramasından sonra TV. Haçlı Seferi her yönüyle III. Innocentius'un teokratik planlarına girer ve papalık tarafından desteklenir. Ancak bu Haçlı Seferi beklenmedik bir şekilde papanın isteğinin dışında bir gidişat alır: bu girişim için gemi sağlamış olan Venedik, Dalmaçya'daki isyankar Zara şehrini yeniden hakimiyeti altına alabilmek için Haçlılardan yardım ister, sonra da Konstantinopolis'e saldırılar gerçekleştirmeye başlar. Sonuçta Bizans İmparatorluğunun yerini kısa ömürlü Latin İmparatorluğu alır, bu arada Bizanslılara ait toprakların büyük kısmını Venedik kendi hakimiyetine geçirir. Bu dönem 1261'de Bizans Hanedanının, Konstantinopolis tahtına dönüşüyle sona erer.
Alfa YayınlarıKitabı okudu
Kilisenin İktidarı Bonifacius ortaçağda papalığın en önemli figürlerinden biridir; kendisine ve dünyevi ya da ruhani, iktidarı açısından bütün mercilere üstün olan Kilisenin lideri olarak yerine getirmesi gereken göreve inancı tamdır. Misyonunu tek bir amaçla, uzlaşma kabul etmeden yürüttüğü için çok tepki çeker, sapkın olduğuna dair ortaya atılan asılsız suçlamaların benzerlerine de hedef olur. Büyük bir hukukçu olup, emirnamelerini Liber Sextus [Altıncı Kitap] adlı bir kitapta toplar ve hukukun kökeni konusundaki doktrinini ifade ettiği Sacrosancte [Çok Kutsal] adlı fermanı giriş yazısı olarak kullanır. Ağırlıklı olarak teolojik veya siyasal olanları dahil, yazılarının büyük kısmına hakim olan konu hukuktur. Bonifacius kendini "iudex omnium," yani herkesin ve her şeyin hakimi olarak görür. Kilisenin özgürlüğü ve üstünlüğünün kabul edilmesi için yürüttüğü faaliyetlerin etkisi İtalya'da (Lucca, Pisa, Orvieto) ve Avrupa'da (Fransa, İngiltere, Macaristan, Polonya, Sicilya, Almanya) hissedilir. Ancak Bonifacius dünyanın değiştiğini ve farklı ülkelerden oluşan Avrupa'nın onun artık geçerliliğini kaybetmiş olan hiyerokratik doktrinini benimseyemeyeceğini fark etmez. Bonifacius'un bu doktrini öne sürerken sergilediği katılık, İtalya ile Avrupa'yı kriz durumuna sokmaktan, imparatorluğun sonunu hızlandırmaktan ve yeni Avrupa'da seküler ruhun ortaya çıkmasına neden olmaktan başka bir etkisi olmaz.
Alfa YayınlarıKitabı okudu
Kuzeydoğu Rusya'da bulunan Tver, Moskova ve Vladimir prensliklerinin XIV. yüzyılda Moğol saldırılarından dolayı uğradığı insan kaybı, göçler yoluyla kısa sürede telafi edilir. Her ne kadar bu bölge güney bölgelerinin verimliliğine ve iklim şartlarına sahip değilse de, tarım alanında da canlanma yaşanır, Veba salgını da hem nüfusun daha az yoğun olmasından hem de iklimin bulaşıcılık açısından fazla elverişli olmamasından dolayı Avrupa'nın geri kalan kısmına göre daha az etkili olur. Rusya'nın kuzey bölgelerinde üstünlük sağlama mücadelesinde ve Moskova prensleri karşı karşıya kalır. Ancak Rurik Hanedanından kimin Büyük Vladimir Prensi olup, onların namına haraç toplayacağına Moğollar karar verir. Haraç toplama görevi beraberinde askeri güç ve zenginlik getirir.
Alfa YayınlarıKitabı okudu
XIII ve XIV. yüzyıllarda kadınların Hıristiyanlıkta oynadığı rolün ölçeğini ve önemini ve toplumun tamamında neden olduğu değişimi "kadınsı" bir bakış açısıyla kavrayabiliriz, XI. Gregorius (1329-1378/1370) ile ilgili anlatılanlar doğru ise, papalık da bu rolün bilincindedir, çünkü papanın, ölüm döşeğindeyken, kadınlara fazla yer vermiş olmaktan pişman olduğu söylenir.
Alfa YayınlarıKitabı okudu
145 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.