Osmanlı Akdenizi
İdris BostanSözler ve Alıntılar
Osmanlı donanmasının İtalya seferine çıktığı 1480 senesinde bir başka donanma da Mesih paşa kumandasında Rodos üzerine gönderildiyse de kuşatma başarılı olamadı. Bununla beraber aynı sene içinde iki önemli deniz seferinin düzenlenebilmiş olması, Osmanlı deniz beyliğinin deniz gücünü arttırarak artık bir deniz imparatorluğu olma yolunda ilerlediğini gösteriyordu...
Sayfa 40 - Küre YayınlarıKitabı okudu
Osmanlı denizciliğinin ilk dönemleri...
İlk dönem Marmara sahillerine ulaşma ve denizci beyliklerle temasla başlayan denizlerle tanışma, ikinci dönem Yıldırım Bayrzid'in Gelibolu'yu donanma üssü ve tersane olarak teşkil etmesi ve Venedik'lr rekabet çabaları, üçüncü dönem ise Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethederek Karadeniz ve Akdeniz'e açılarak Osmanlı deniz imparatorluğunun temellerini atması...
Sayfa 29 - Küre YayınlarıKitabı okudu
Bir deniz imparatorluğu olarak Karadeniz ve Akdeniz'de hakimiyet kuran, Kızıldeniz ve Basra Körfezi bağlantısı ile Hint Okyanusu'na açılan ve bilhassa 16. yüzyılda denizlerde süper güç olma özelliği kazanan Osmanlıların deniz tarihine ilişkin bilgilerin yetersizliği kadar, deniz tarihi araştırmalarına ışık tutabilecek malzeme gruplarının henüz bi-hakkın incelenmemiş olması da büyük bir eksikliktir...
Sayfa 326 - Küre YayınlarıKitabı okudu
Osmanlılar, bir göl haline getirdikleri ve yabancı gemilere kapattıkları Karadeniz'in tamamını kendi karasuları sayıyordu. Nitekim 17. yüzyılın sonlarında Karlofça (1699) vesilesiyle başlayan müzakerelerde Rusya'nın Karadeniz'de ticaret yapabilme isteğine, Sultan II.Mustafa'nın cevap olarak hazırlattığı 28 Haziran 1703 tarihli name-i hümayunda "Karadeniz bil-külliye kabza-i tasarruf-ı hüsrevahanemizde olup kimesnenin alakası olmamağla ahidname-i hümayunumuz muktezasınca ahardan bir kayığın Karadeniz'e çıkmasına mesağ yoktur" denilmiştir...
Sayfa 303 - Küre YayınlarıKitabı okudu
1527-1528 senelerinde Osmanlı İmparatorluğunda Rumeli, Anadolu, Karaman, Rum, Mısır, Şam ve Diyarbekir olmak üzere yedi eyalet bulunuyordu...
Sayfa 107 - Küre YayınlarıKitabı okudu
Avrupalı devletlerin karasuları için öngördüğü mesafeler, sahilden bir topun koruyabileceği uzaklık veya sabitlenmiş bir mesafe idi. Bu yaklaşım 18. yüzyılın son çeyreğine kadar devam etti. 1782'de Galiani karasuları mesafesinin 3 mil olarak kabul edilmesini teklif ettiğinde bu görüş hiçbir itiraz görmeden süratle benimsendi...
Sayfa 298 - Küre YayınlarıKitabı okudu
Akdeniz dünyasında Cezayir sultanı olarak şöhret kazanan Barbaros Hayreddin, 26 Eylül 1533'te İstanbul'a geldi ve büyük bir merasim ile karşılandı...
Sayfa 109 - Küre YayınlarıKitabı okudu