Çadırdan Saraya 14-15. Yüzyıl

Osmanlı Devlet Düzeni

Necdet Öztürk

Osmanlı Devlet Düzeni Gönderileri

Osmanlı Devlet Düzeni kitaplarını, Osmanlı Devlet Düzeni sözleri ve alıntılarını, Osmanlı Devlet Düzeni yazarlarını, Osmanlı Devlet Düzeni yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
263 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
neden okunmalı?
Ağır bir tarihi anlatı yerine devlet düzeni ile ilgili aktarılmak istenen kavramlar kroniklerden örnekler verilerek işlenmiş. 15. yüzyıl Osmanlı kronikleri kaynak olarak gösterilmesine rağmen sadeleştirilmiş Türkçe kullanılması dönemin diline hakim olmayanlar için bile okumayı oldukça kolaylaştırıyor. Aynı zamanda kroniklerin bu kadar anlaşılır aktarılması, Osmanlı'nın kuruluş yıllarında devlet geleneği, dönemin üslubu hakkında okuyucunun zihninde bir 14-15. yüzyıl şeması oluşmasına yardımcı olacaktır. Osmanlı ordusunun sefere nasıl hazırlandığını, çağdaşı devlet yöneticileriyle nasıl bir iletişim halinde olduğunu, bürokrasinin ne şekilde işlediğini, erken Osmanlı yönetiminin hangi şartlar altında hangi ilkelere bağlı olarak geliştiğini anlamlandırabilmenizi sağlayacaktır. Ayrıca Osmanlı yükselme dönemine biraz hakimseniz erken Osmanlı yönetimi ile arasındaki farkı ve bu farkın nelerden kaynaklandığı arasında bağlantı kurabileceksiniz. Lisansa yeni başlamış tarih öğrencilerinin, orta çağ tarihine ilgi duyanların okuması gereken bir kitap olduğu düşüncesindeyim.
Osmanlı Devlet Düzeni
Osmanlı Devlet DüzeniNecdet Öztürk · Yitik Hazine Yayınları · 20124 okunma
Esir ticareti
Gaziler öyle doyum ile geldiler ki, bir çizmeye bir güzel cariye verirlerdi. Ata hizmet eder esiri yüz elli akçaya verdiler, Esirin kalabalığı askerder fazla idi. Kısaca, "İslamiyetin ortaya çıkışından beri gazilerin böyle doyum oldukları görülmüş değildir." dediler. (Aşık Paşazade Tarihi)
Reklam
İlk fetihlerde esir alınmamasının nedenleri
Osman Gazi zamanında Bizans topraklarına yapılan 'doyum/ganimet' seferlerinde, esir alma imkânı olduğu halde bazen alınmazdı. Bunun iki nedeni vardi: ilki, alacakları esirleri istihdam edebilecekleri iş alanlarının henüz olmaması (mesela asker olarak);, diğeri ve en önemlisi ise Rum ahaliye korku salmamak, kendilerinden soğutmamak idi. O yüzden esire rağbet etmezler; elde ettikleri ganimetle yetinip geri dönerlerdi.
Osmanlı ordusunda savaş düzenine bir örnek
Sultan Murad buyurdu: Asker atlandı, saflar düzüldü, sağ kol, sol kol ve kalp [merkez] savaş düzenine sokuldu. Padişah kendisi hassa askeri ile merkezde durup, yayayı öne, atlıyı geriye yerleştirdi. Büyük oğlu Şehzade Bayezid'i sola koydu, Firuz Bey ile Hoca Bey'i Kastamonu askeriyle sol cenaha koydu. Laz'dan gelen kâfir askerini sol kol ucuna, küçük oğlu Yakup Çelebi'yi sağ kola koydu. Karasi beyi Eyne Bey Subaşı'yı Kutlu Bey ile birlikte sağ kola; Saraç ile Köstendil'i sağ kol ucuna koydu. Serdar Kara Timurtaş'ı Germiyan askeri ile merkeze, Ahmed Çavuş ile Sivrihisar subaşısı Süleyman Timurtaş'i ordunun ardına, yaya başları Sarıca Pașa ile İncecik Balaban't ve Doruca Balaban't, İlyas Bey'i, Müstecap Subaşi'yı sağa sola yerleştirdi.
Gedik Ahmed hünkârın elini öptü. Sabahleyin erkenden gemilerin balamarlarını kaldırdılar, lengerlerini içeri aldılar, sancakları çözdüler. Toplar atıldı. Savaş nakkareleri [mehterhanede yer alan, birbirine bağlı iki küre benzeri ve iki değnekle vurularak çalınan bir tür davul] çalındı. Ahmed Pașa tekbir getirip, gazaya niyet diyerek, Kefe'ye doğru yola koyuldu. Karadeniz, İslam ordusunun gemileri ile doldu. Gece gündüz deniz içinde yürüdüler. Hoş bir rüzgârla Kefe'nin limanına yetiştiler.
Çavuşların gaza öncesi askeri teşvik için yaptığı konuşmalar
Çavuşlar hep birlikte öyle çağrıştılar: "Hey yiğitler! Hey gaziler! Bugün o gündür ki kâfirin bağrını kan ve kanını Ceyhun edeceğimiz, bağırsakların perran edeceğimiz [uçuracağımız] ve bașlarını top gibi galtan edeceğimiz [yuvarlayacağımız] gündür. (Neşri Tarihi) Çavuşlar sağdan ve soldan dualar edip sultanı överek, "Nesilden nesile padişah olan, İnaloğlu'nu yenen Kara Devletşah'ın bașını kesen, Kubatoğlu ile Kara Yahya'yı kaçıran, yeryüzünün padişahı (Çelebi Mehmed) budur." derlerdi. (Neşri Tarihi) "Hani o sultan ekmeğini yiyenler, can ve baş feda ederiz diyenler, iște sırasıdır. Bugün erler meydanında kimin Anası er doğurdu. Gaza elbisesi kimin boynuna biçildi. Hani şimdi erlik davasını güdenler, gelsinler görelim.' dediler. (Neşri Tarihi)
Reklam
28 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.